Yöneticilerin kafası neden karışık?
28 Mart 2024 Perşembe
Değerli meslektaşlarım,
Optisyenlik müessesesi “Sağlık Hizmeti Sunucusu”, Optisyen ise “Sağlık mesleği mensubudur”.
Optisyen – Gözlükçüler Odası meslek adamlarının kamu kuruluşu niteliğinde örgütüdür. Türk Optisyen – Gözlükçüler Birliği de bu örgütlenmelerin bağlı olduğu çatı kuruluşudur.
Basite indirgersek Oda ve Birlik “işçi sendikası” mahiyetinde bir örgütlenmedir.
Oda ve Birlik “optisyenlik müesseselerinin” örgütlendiği bir çatı kuruluşu değildir.
Her ne kadar akademik eğitime evrilmiş bir mesleki öğretiyle yetiştiriliyor olsak da optisyen unvanına hak kazanmış yeni meslektaşların da alaylı öğreti zihniyetinin etkisi altında mesleklerini icra ediyor olmalarını anlamakta zorlanıyorum.
Özellikle meslek odalarının ve birliğin yönetim kurullarına seçilen meslektaşlarımızın optisyenlik mevzuatına uyum sağlayabilmesi için yeniden formatlanmaları gerekiyor.
80’li yıllarda başlayan mevzuat çalışmalarında etkili olan sakat zihniyetin günümüzde hala etkisini sürdürüyor olması mesleki yönetmelikte yaşanılan kaosun sebebidir.
Optisyenlik mesleğinin başına ne geldiyse eczacılık mevzuatını optisyenliğe uyarlama çabasından gelmiştir. Tabipler Birliği ya da Mimar, Mühendisler Birliği kanunları referans alınarak işe başlansaydı böylesi bir sakat zihniyetin tahakkümü söz konusu olamayacaktı.
Optisyenlik müessesesinin münhasıran optisyenlerce açılabilmesi yönünde mücadele eden zihniyet mevzuata ekletmeye çalıştığı hukuka aykırı maddeler nedeniyle yıllarca optisyenlik mezunu gençler mesleklerini yapamamış mağdur olmuşlardır.
Optisyen odalarının teşekkülünde de bu zihniyetin etkileri görülmektedir. İşin tuhafı optisyen ünvanlı yeni yöneticiler de bu sakat zihniyetin etkisi altında mesleğin geleceğini şekillendirme çabasındadır.
Özellikle tekrar tekrar belirtmek isterim ki optisyen odaları optisyenin meslek odasıdır, işverenler sendikası değildir.
Görevi optisyenlerin özlük haklarını ve menfaatlerini korumak, çalışma koşullarını düzenlemekten ibarettir.
Optisyenlik müesseselerinin hak ve menfaatlerini koruma gözetme görevi optisyenlik müesseseleri sahipleri birliğinin görevidir. Patronların böyle bir tüzel kişiliğe ihtiyacı varsa işverenler sendikası benzeri bir sendikal kuruluş da tesis edebilirler. Mimar veya Mühendis odalarının müteahhitlerin hak ve hukukunu koruma ve gözetme faaliyetinde bulunduğu görülmüşmüdür?
Oda ve Birlik yöneticilerine tekrar hatırlatmak da yarar görüyorum üyeleriniz optisyenlik müesseselerinde mesul müdür olarak çalışan optisyenlerdir ve bu oran ülke genelinde kayıtlı üyelerinizin “kişisel tahminim” %70’ine tekabül etmektedir.
Kalan %30’un yarısı kendi mağazasını işletmekte kalan yarısı da optisyen olmayan ortakla mesleğini icra etmektedir.
Kısaca Oda ve Birlik kimin hak ve menfaatini korumakla mükellef olduğunu tekrar kendi içinde sorgulayarak buna göre pozisyon almalıdır.
Oda ve Birlik yöneticilerinin; sermayenin ve bürokrasinin karşısına örgütlü meslek adamı temsilcisi olarak çıkıp meslektaşının hakkını hukukunu koruması esastır. Bunu beceremeyenlerin koltukları işgal etmemesi gerekir.
Dijital çağa ayak uyduramayan “analog” kalmış yöneticiler görevlerini sürdürmekte ısrarcı olacaksa acilen “dijital zihniyet kartı” edinmeleri gerekiyor.
Saygılarımla
Hakan Ertunk
Gözlükçü
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
kaynak: https://optisyeninsesi.com/yoneticilerin-kafasi-neden-karisik/