Yabancı sermaye
19 Ocak 2021 Salı
YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ SAĞLAYACAĞI FAYDALARIN ÜLKEMİZ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
GİRİŞ
Gelişmekte olan ülkelerin küreselleşme neticesinde önemi artan yabancı sermaye yatırımlarına karşı tutumları hususunda uzun süredir ekonomi ve hukuk doktrininde farklı görüşler yer almaktadır. Bu görüşler, yabancı sermayenin ekonomik büyüme ve rekabete etkisi üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Bu çalışmada; ülkemize yapılacak yabancı sermaye yatırımlarının, küreselleşmenin getirdiği zorunluluklar ve ülkemizin ekonomik durumu göz önüne alındığında, ülkemize sağlayacağı ekonomik ve rekabet alanındaki faydaları ele alınacaktır.
1. Yabancı Sermaye Yatırımları
Yabancı sermaye yatırımlarının tanımının ve faydalarının belirlenmesi çalışmanın geri kalanında anlam karmaşasına sebebiyet vermemek adına gereklilik arz etmektedir.
1.1. Yabancı Sermaye Yatırımlarının Tanımı
Yabancı sermaye yatırımları, gerçek kişiler ya da özel tüzel kişilerin, bulundukları ülkelerden başka ülkelere yaptıkları yatırımlar olarak tanımlanabilmektedir. Bu ilişkide yatırım yapılan ülkeye ev sahibi ülke ismi verilmektedir.
Yabancı sermaye yatırımları; portföy yatırımları ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları olarak ikili tasnife tabi tutulabilmektedir.
Portföy yatırımları; menkul değerlere yapılan yatırımlar olup genellikle kamu veya özel kuruluşların bonoları ile tahvilleri, hisse senedini ve diğer para piyasası araçlarını kapsamına alır. Daha çok kısa dönemli ve spekülatif gelir amaçlı olan portföy yatırımları halk arasında “sıcak para” olarak da bilinmektedir.
Doğrudan yabancı sermaye yatırımları ise yeni bir üretim tesisinin kurulması ya da daha önceden kurulmuş olan bir tesisin satın alınması ya da bu tesise ortak olunması yolu ile mal veya hizmet üretimi, dağıtımı ya da satışı yapmak amacı ile ev sahibi ülkeye yapılan yabancı sermaye yatırımlarıdır (Akar, 2010, s. 13).
1.2. Yabancı Sermaye Yatırımlarının Faydaları
Yabancı sermaye yatırımlarının faydaları, yatırımı yapan açısından ve ev sahibi ülke açısından ayrı ayrı ele alınarak incelenmelidir.
Yabancı sermaye yatırımı yapacak olan gerçek kişiler ile özel tüzel kişiler; hammaddeye ulaşımda kolaylık, ucuz iş gücünden faydalanma, farklı piyasalarda etkinlik gösterme gibi olanaklara sahip olmaktadırlar.
Ev sahibi ülke ise yapılan yabancı sermaye yatırımları neticesinde; yatırımın yapıldığı sektöre ilişkin mesleki bilgi ve eğitime sahip eleman kazanılması, piyasaya yeni ve etkili girişler sonucunda piyasada rekabetin artması, ürün kalitesi ve çeşitliliğinde artış sağlanması, yatırım yapılan sektöre ilişkin yan sanayilerin gelişmesi, dünyada mevcut teknolojilerin ülkeye transfer edilmesi ve edinilen know-how ile yerli sanayilerin rekabet gücünün yükselmesi gibi faydalara sahip olacaklardır (Aytekin, 2019, s. 265).
Yabancı sermaye yatırımları ev sahibi ülkeye bahsi geçen faydalar ile birlikte ekonomideki açığın sağlam kaynaklarla finansmanına imkân vererek ülke ekonomisinin iyileştirilmesine katkı sağlayacak ve ülkenin ekonomik kalkınmasına yardımcı olacaklardır.
2. Küreselleşme ve Etkileri
Tüm dünya ülkelerinde, istisnalar ayrı tutulmak kaydıyla, ülkenin eğitim ve savunmaya ilişkin hizmetlerini yerine getirmekle görevli bakanlıklar, adlarının başında “Milli” ifadesi yer alacak şekilde isimlendirilmişlerdir. Bu bakanlıklar haricinde hiçbir bakanlığın isimlendirilmesinde söz konusu durum mevcut değildir. Bakanlıkların isimlendirilmelerinde ortaya çıkan bu farklılığın temel sebebi, sağlık ve eğitim hizmetlerinin milli bir nitelik taşıması karşısında bunlar dışında kalan hizmetlerin evrensel bir niteliğe sahip olmalarıdır. Sağlık ve eğitim hizmetlerine ilişkin olanlar dışındaki tüm bakanlıklar, dünya ile uyumlu olabilmesi bakımından evrensel ve global sistemlerle donatılmışlardır.
1980’li yılların sonlarında iki kutuplu dünyanın ortadan kalkması ve serbest piyasa ekonomisinin dünyaya egemen olması ile gerçekleşen küreselleşme ve aynı tarihlerde iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme ve bunun sonucunda iletişim yöntemlerinde gerçekleşen devrimsel nitelikteki gelişim sonucunda ortaya çıkan yeni ekonomi sisteminde, tüm dünya ülkeleri için evrensellik ve küreselleşme unsurları daha da önemli bir hal almıştır (Demiröz, 2003, s. 7-8).
2.1. Küreselleşmenin Ekonomi ve Rekabet Politikalarına Etkileri
Yeni ekonominin sebep olduğu değişimler ile getirdiği yenilikler, günümüzde ülkelerin ekonomi ve rekabet politikalarını belirlerken, küreselleşme ile ortaya çıkan ekonomi şartları ile birlikte gittikçe yoğunlaşan uluslararası ticaret faaliyetlerinin önemini göz önünde bulundurmaları ve bu hususlar doğrultusunda politikalarını belirlemelerini gerektirmektedir.
Ekonomik büyüme; şirketler düzeyinde, sektörel düzeyde, ulusal düzeyde ve uluslararası düzeyde büyümeyi ifade edebilir. Farklı düzeylerdeki ekonomik büyümeyi ifade eden bu büyüme yöntemleri, kendilerine has yöntemler ve önem ihtiva etmelerine rağmen birbirleri ile de yoğun ilişki içerisindedirler.
Yeni ekonomi düzeninde ulusal düzeyde ekonomik büyüme, teknolojik gelişmeler ve üretim ve dağıtımda verimliliğin sağlanması suretiyle ekonomik verimliliğin gerçekleştirilmesine bağlıdır. Ekonomik verimliliğin gerçekleştirilmesi, ülkenin ekonomik gelişmişliği ve uluslararası ticaretteki konumuna uygun ekonomi politikalarının belirlenmesiyle mümkün olacaktır (Söylemez, 2001).
2.2. Küreselleşmenin Gelişmekte Olan Ülkelerin Ekonomi ve Rekabet Politikalarına Etkileri
Türkiye gibi cari açık veren ve sermaye yetersizliği olan ülkeler “gelişmekte olan ülkeler” kapsamında değerlendirilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin izlemesi gereken ekonomi ve rekabet politikaları, gelişmiş ülkelerinkinden farklıdır (Sabır, 2013, s. 129).
Gelişmekte olan ülkeler ekonomi ve rekabet politikalarını belirlerken, yabancı sermaye ve milli sermaye ayrımı ile rekabete müdahale edilmesine ilişkin hususlarda uygulayacakları yöntemleri kendi şartlarına uygun iktisadi çıkarlarına göre belirlemelidirler. Bu kapsamdaki ülkeler açısından yabancı sermaye yatırımları ekonomik büyüme ve rekabet gücü bakımından önemli bir yere sahiptir (Amsden & Singh, 1994, s. 945).
Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası mal ve hizmet piyasalarında rekabet edebilecek düzeyde teşebbüslere sahip olmaları, yabancı sermaye yatırımları ile sağlayacakları teknoloji transferi ve mesleki bilgi aktarımı ile gerçekleşebilecektir.
3. Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ülkemiz Açısından Faydaları
Ülkemizde, diğer bazı gelişmekte olan ülkelerde de görülebilen, yabancı sermaye yatırımlarına karşı önyargılı bir yaklaşım vardır. Bu yaklaşım, ekonomi ve rekabet alanlarındaki gelişmelerden haberdar olunmaması ve bu konuda yapılan birtakım siyasi söylemlerden kaynaklanmaktadır.
Yabancı sermaye yatırımlarının faydalarının ortaya konulması bahsi geçen mevcut önyargılı yaklaşımı ortadan kaldırmak adına zorunluluk arz etmektedir.
Yabancı sermaye yatırımlarının ülkemize, ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi ve rekabetin artırılması bakımından sağlayacağı faydalar yanında birtakım sosyal ve siyasi getirileri de olacaktır.
Çalışmanın amacına sadık kalmak adına bu çalışmada yabancı sermaye yatırımlarının yalnızca ekonomik büyüme ve rekabet bakımından faydaları ele alınacak, diğer sosyal ve siyasi getirileri inceleme dışında bırakılacaktır.
3.1. Ekonomi Bakımından Faydalar
Ekonomik büyüme basit manada; bir ülke ekonomisinin, sermaye, tasarruf, milli gelir artışları ile gözlemlenebilecek şekilde zaman ve mekân bağlamında üretim kapasitesinin artırılması ve daha fazla mal ve hizmet üretilmesi olarak tanımlanabilmektedir. (Özden, 2014, s. 13-14)
Ülkemizin istihdam, kira, vergi, sosyal güvenlik gibi birçok alanda eksiklikleri olduğu bariz bir gerçektir. Özellikle Covid-19’un getirdiği olumsuz şartlar da göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizin artan ihtiyaçları karşılamak bakımından yabancı sermaye yatırımlarına eskiye nazaran daha da çok gereksinimi vardır.
Sağlık, tarım, turizm gibi ülkemiz ekonomisinde önemli yere sahip olan alanlarda ülkemize yapılacak her türlü yatırım desteklenmelidir. Yatırım yapacak olan gerçek kişiler ile özel tüzel kişilerin, yerli sermayeli-yabancı sermayeli ayrımına tabi tutulması ve yapılacak yatırımlara bu ayrıma göre sınırlamalar getirilmesi veya teşvikler sağlanması, bu alanlarda gerçekleşmesi umulan gelişmenin önünü kapamak dışında bir sonuç doğurmayacaktır.
Sırf yerli malların desteklenmesi amacıyla yerli ancak niteliksiz ürünlerin teşvik edilmesi ve yabancı yatırımlara karşı ortaya konulan kısıtlayıcı düzenlemeler ile kararlar, bahsi geçen niteliksiz ürünlerin piyasaya hâkim olmasına sebep olacaktır. Bu durum, toplum refahını olumsuz etkilemekle birlikte ulusal düzeyde ekonomik büyümenin de gerçekleştirilmesine olumsuz etkide bulunacaktır.
Servis garantisi ve satış sonrası hizmetleri ile müşteri memnuniyeti odaklı, kaliteli, kolay ulaşılabilir her türlü yatırımcının, ülkemiz genelinde yapacağı yatırımlar, başta teknoloji transferi olmak üzere istihdam ve vergi gibi pek çok hususta ülkemiz ekonomisine getiriler sağlayacaktır. Yabancı sermaye yatırımları neticesinde oluşacak yeni istihdam imkanları ülkemizdeki işsizlik sorununa çözüm olacak ve bu yabancı sermayeli yatırımcılardan alınacak vergiler ülkemiz ekonomisinin iyileşmesi ve büyümesine katkıda bulunacaktır (Yalman & Koşaroğlu, 2017, s. 193).
Günümüzde söz konusu yabancı sermayeli yatırımlar aracılığıyla kaliteli ve ucuz ürünlerin ülkemiz piyasasında yer alması sonucunda ülkemiz insanlarının bu ürünlere rahatça ulaşabilmeleri, toplum refahının gerçekleştirilebilmesi açısından bir zorunluluk niteliği taşımakta olmakla birlikte vatandaşlarımızın temel haklarıdır.
Dolayısı ile önyargılardan arındırılmış, piyasada rekabeti sağlayacak büyüme tandanslı yabancı sermaye yatırımcılarının ülkemizin ekonomik kalkınması ve ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi hususunda büyük öneme sahiptir.
3.2. Rekabet Bakımından Faydalar
Rekabet Hukuku ve Rekabet Politikalarının temel amacı ekonomik verimliliğin sağlanması neticesinde toplum refahının gerçekleştirilmesidir (Esen, 2006, s. 44-45). Bu sebeple ekonomik verimliliğin sağlanması için temel unsurlardan biri olması sebebi ile gerek yabancı gerekse yerli sermaye yatırımcılarının desteklenmesinin esas amaçlarından biri de piyasa içerisindeki rekabetin korunmasına yönelik faydalarıdır.
Ülkemiz ekonomisinde yaşanan sorunların en önemli sebeplerinden biri yabancı sermayeli yatırımcıların ülkemizi terk etmesidir. Bunu önlemek; ciddi ve teşvik edici adalet sisteminin varlığı ile, özellikle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat ile Rekabet Kurumunun görüşlerinin; yeni ekonomiye uygun olacak şekilde, küresel düşünce ve niteliklere haiz olması ile mümkün olacaktır.
Ülkemizde birçok teşebbüsün, yerli olmaları sebebi ile ülkemizin farklı şehir ve bölgelerinde yer almasına izin verilirken, aynı hususta yabancı sermaye yatırımcıları için birtakım sınırlamalar ve kısıtlamalar getirilmektedir. Bu durum 1982 Anayasasının yer alan “kanun önünde eşitlik” ilkesine1 dolayısıyla fırsat eşitliği ilkesine aykırıdır. Bununla birlikte yapılan bu kısıtlama ve sınırlamalar, Türkiye’nin taraf olduğu ikili ve çok uluslu antlaşmalara da aykırılık teşkil etmektedir. Bahsi geçen aykırılıklar, uluslararası düzeyde ülkemizin adalet sistemine olan güveni azaltmakla birlikte ülkemizin uluslararası ekonomik ve ticari faaliyetlerini de olumsuz yönde etkilemektedir.
Yerli teşebbüsler yanında yabancı sermayeli teşebbüslerin de yurtiçinde farklı bölgelerde şube sayılarını artırması, haklı rekabeti de beraberinde getireceğinden, ülkemizdeki yerli teşebbüslerin de ürün kalitesi ve teknolojisinde yaşanacak gelişme ile rekabet güçlerinin artmasını sağlayacaktır. Bu sebeple ülkemizdeki rekabete ilişkin mevzuatın, yabancı sermaye yatırımlarının önündeki engellemelerin kaldırılmasına yönelik olarak gözden geçirilmesi, ülkemizin ekonomik ve rekabet koşullarının iyileştirilmesi bakımından büyük önem arz etmekle birlikte bir zorunluluk hali teşkil etmektedir.
Yerli teşebbüslerin çoğaltılması ve bu teşebbüslerin üretim faaliyetlerinin ithalata bağlı olmasına rağmen üretim güçlerinin artırılması devletimiz eli ile teşvik edilmektedir. Buna karşın yabancı sermaye yatırımları aynı teşviklerden yararlanamamakta, dahası piyasa faaliyetlerinde birçok engel ve sınırlamalarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Yerli sermaye yatırımlarının desteklenmesi amacıyla yapılacak teşvikler, yabancı sermaye yatırımlarının engellenmesi veya sınırlandırılması yolu ile piyasadaki rekabetin ortadan kaldırılması sonucuna yol açmamalıdır. Keza hangi sektöre yönelik olduğu fark etmeksizin, ülkemize yatırım yapan her türlü yerli ya da yabancı sermayeli yatırımcının, ülkemiz özelinde ve dünya genelinde büyüyerek yer bulması; piyasalardaki rekabetin artması ve bu suretle toplum refahının sağlanması hususunda büyük önem arz etmektedir.
[1] 18.10.1982 tarih ve 2709 sayılı T.C. Anayasası madde 10
SONUÇ
Küreselleşme sonucunda ortaya çıkan etkiler ve ülkemizin mevcut ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda yabancı sermaye yatırımlarının desteklenmesinin ülkemiz ekonomisinin iyileştirilmesi ve ekonomik kalkınmanın sağlanması için zorunluluk arz ettiği görülmektedir.
Ülkemize yapılacak yabancı sermaye yatırımları neticesinde; dünyada yaşanan teknolojik gelişmelerin ülkemize nakli, yeni istihdam alanlarının yaratılması, bu yatırımcılardan alınacak vergiler, yatırımın yapıldığı sektöre ilişkin mesleki bilgi ve eğitim sahibi insanlar ile mesleki etkileşim sağlanması, yabancı sermayeli yatırımların piyasaya girmesi ile piyasadaki rekabetin artması ile yerli yatırımcıların rekabet gücünün artması, ürün kalitesinin artması faydaları sağlanacaktır. Bu faydalar ülkemiz için ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak ve piyasalardaki haklı rekabeti artırarak toplum refahının artırılmasına olumlu etkide bulunacaktır.
Ülkemizde, ekonomi ve rekabet alanındaki bu faydaların sağlanması; konuya ilişkin mevcut mevzuatların, yabancı sermaye yatırımlarının desteklenmesine yönelik, yeni ekonomi ve günümüz şartlarına uygun görüşler doğrultusunda güncellenmesini ve neticesinde bu görüşlere uygun kararlar verilmesini gerektirmektedir.
Av. Suat Şimşek
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
Kaynakça
Akar, G. (2010). Dolaysız Yabancı Sermaye Yatırımlarının Sektörel Kompozisyonunun Ekonomik Büyümeye Etkisi. (Yüksek Lisans Tezi) Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Amsden, A., & Singh, A. (1994). The optimal degree of competition and dynamic efficiency in Japan and Korea. European Economic Review(38), 941-952.
Aytekin, G. K. (2019). Doğrudan Yabancı Yatırımlar, Belirleyicileri Ve Ekonomik Etkileri. Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi(15), 255-278.
Demiröz, A. (2003). Yeni Ekonomide Rekabet Kuralları. (Uzmanlık Tezi) Rekabet Kurumu .
Esen, Ş. (2006). Piyasaların Rekabetçi İşlevlerini Sürdürmesinde Rekabet Hukukunun Rolü: Piyasaya Giriş Engellerinin Rekabet Hukuku Açısından Değerlendirilmesi. (Doktora Tezi) Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü , 26-27 ve 29.
Özden, M. (2014). İktisadi Büyüme ve Kalkınma Olgusunda Dış Ticaretin Yeri Ve Önemi: Türkiye Örneği. (Yüksek Lisans Tezi) Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Sabır, H. (2013). Küreselleşen Dünyada Rekabet Politikası ve Gelişmekte Olan Ülkeler . Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Dergisi, 1(1), 121-133.
Söylemez, A. (2001). Yeni Ekonomi, Rekabet ve Rekabet Politikaları. Ekonomik Yaklaşım Dergisi, 12(40), 70.
Yalman, İ. N., & Koşaroğlu, Ş. M. (2017). Doğrudan Yabancı Yatırımların Ekonomik Büyüme ve İşsizlik Üzerindeki Etkisi. Uluslararası Ekonomi, İşletme ve Politika Dergisi, 1(2), 191-205.
kaynak: https://optisyeninsesi.com/yabanci-sermaye/