Reklam gücünü kullanıyorlar
27 Ağustos 2019 Salı
Zincirler tüm Ülke de faaliyet gösterdikleri için bilinirlikleri ve tanınmaları geleneksel müesseselere göre çok daha yüksek oluyor. Bu nedenle de marka değeri taşırlar. Geleneksel müesseseler kendi bölgelerinde bilinir sadece kendi bölgesinde yerel lokal marka değeri taşır.
Reklamlara büyük bütçe ayrılırlar. 2014 de kadar optik ürünlerinde reklamını DEFAKTO olarak yaptılar. 2014 den sonra optik ürünler için reklam yapamıyorlar, ancak tam bir reklam olmasa da, güneş gözlükleri üzerinden BANA GÖRE DEFAKTO reklam yapabiliyorlar. Reklamlarda ürünü değil zincir adını öne çıkarıyorlar. Bazı insanlar ben reklamdan etkilenmem der. Beyin öyle çalışmaz, her ürünü sıralar. Örneğin gazlı içecek alacaksanız, beyin size en çok reklamı yapılan kolalı içeceği birinci sırada sunar.
Bizde eczanemizde ipana diş macunu, dalın şampuanı satıyoruz, siz hiç İpana, dalin şampuan reklamı yapan eczane gördünüz mü? Üreticisi reklamı yapar, doğru yöntem de budur. Güneş gözlüğü reklamı yapılacaksa üreticisi yapmalıdır. Sağlık hizmeti sunumu yapan müessese reklam yapamaz. 5193 OHK madde 11 reklam çok yanlış mütalaa ediliyor. Orada unvana atıf yapılıyor, yapılan reklam uygulamaları defakto zorlama yorum.
Düşünün müesseseye yönlendirme yapıldığı için ok işaretli bir tabela mevzuatımıza göre asamazsınız, tabelanızın ne şekilde ve ne ölçülerde olacağı bile mezuata bağlanmış, DEFAKTO reklamlarla yönlendirmenin ağababası yapılmakta, yapılan reklamlara da göz yumulmaktadır.
Sağlık mesleklerinde reklam olmaz, reklam talep yaratır, kamu sağlık bütçesinin misli ile artmasına sebep olur. Reklam sağlık mesleklerinin ticari mesleğe dönüşmesine sebep olur. Sağlık mesleklerine olan güven ve saygıyı azaltır, çok sayıda sağlık problemlerine yol açar, etik ve deontolojik bozulmalara neden olur. Talep yaratır, haksız rekabete, haksız kazanca sebep olur. Bu konuda defakto uygulamaları sonlandıracak yasal düzenlemeler ivedi olarak yapılmalıdır.
Sermaye sözcüleri, kısıtlamalarla yasaklarla sektörün büyüyemeyeceğini söylerler. Büyüyecek olan sadece sermayenin pazar payı ve kamunun kısıtlı sağlık harcamalarıdır.
Değişim, yenileşme, global Dünya, AB ye aday ülke, AB müktesebatı gibi söylemlerle AB’yi örnek gösterirler. AB örnek olamaz, AB de gözlükçülük ticaret mesleği olarak kurgulanmış. Örneğin Portekiz’de optisyenlik kanunu yok. Sağlık AB müktesebatı değildir. Üye ülkeler birliğe girerken sağlıkla ilgili maddelere şerh koyarak girmişlerdir. Türkiye’de zincir mi var, sayıları az, mesleğin sahipleri sizlersiniz söylemleri ile Türkiye’de 300 mağaza diye zincir küçük gösterilmektedir.
Almanya’da 12000 müessese var, İlk ondaki filman ,apollo dâhil, zincir 1555 mağaza ile pazarın %45 ne sahiptir. Sermayenin mesleğin geleceğinde gözlükçülere biçtiği rol işçi olarak çalışmaktır. Zincirler dikey büyür. Türkiye’de gözlükçülük Eczacılık tıp gibi tam bir sağlık mesleği olarak kurgulanmıştır. 2.Dünya savaşı 1939 da çıktı. Cumhuriyeti kuran irade Hitler Yunanistan’ı işgal ettiği, Trakya’dan Türkiye’ye girmeyi planladığı sırada Gözlükçülük Kanununu 1940’da TBMM’den çıkardılar. O tarihte AB birbirini yiyor taş üstünde taş kalmıyor milyonlarca insan ölüyordu. Sağlık mesleğinde kalmamız kazanımlarımıza sahip çıkmamız, bir anlamda Cumhuriyete vefa ve minnet borcumuzdur.
Türkiye’de optik ürünler: İLAÇ VE TEDAVİ KAPSAMINDA, GÖZ HEKİMİ TARAFINDAN REÇETE EDİLEN, GERİ ÖDEME SİSTEMİNDE BULUNAN TIBBİ CİHAZDIR, REKLAMI VE İNTERNET ÜZERİNDEN SATIŞI YASAKTIR. AB ÜLKELERİNDE COCA KOLA CİBS GİBİ BİR EMTİADIR DOLAYISIYLA ORADA REKLAM SERBESTTİR. UYGULAMALAR TÜRKİYE İLE KIYASLANAMAZ. AB’yi REFERANS VE ÖRNEK ALAMAYIZ.
Bunları yazdığımız, savunduğumuz için bizleri statükocu, antikacı, gelişim ve değişime karşı ilan ederler bizler antikacı değiliz. Müzelerden el taşlarını alalım, kurs bilgilerimizle gözlükçülüğü yapalım demiyoruz. Değişimden kastedilen, meslek içi sürekli eğitim, müesseselerde kullanılan teknolojilerin yenilenmesi, ürün yelpazesinin genişletilmesi, bunların hastalara sunumu ise sonuna kadar arkasındayız. Ama pazar zincirlere geçsin, sizde gelin işçi olarak çalışın bu değişimi yenileşmeyi ben kendi adıma kabul edemem.
Sermaye düşmanı değiliz, sermayeden istediğimiz: 5193 OHK, YÖNETMELİK VE BİRLİĞİN HAZIRLAYACAĞI DEONTOLOJİ TÜZÜĞÜNE UYGUN HAREKET ETMELERİDİR. BİRLİK MERKEZ HEYETİNDEN İSTEDİĞİMİZ: OPTİSYENLİK MÜESSELERİN HİÇBİR MECRADA HİÇBİR ŞEKİLDE REKLAM YAPAMAYACAĞININ 5193 OHK İÇERİSİNE ŞERH EDİLMESİDİR.
• AVM’leri tercih ediyor, geniş konforlu mağazalar açıyor.
• Bu kadar okul ve optisyen mezun edilmesi de zincirler için ucuz işgücü anlamına geliyor.
•Sürekli Taksit ve kampanyalar yapıyor, geniş koleksiyon ve seçenekler sunuyorlar.
• Sağlığa vurgu yapacak, reklam sloganları kullanıyor (Hem uzman hem ekonomik) şu anda bu cümleyi reklamlarında kullanamıyorlar ama reklamı yaptıkları dönemde çok etkili oldu.
• Fiyatlarda standart bir uygulama ile standart bir sağlık hizmet sunumu yapıyor. Bu uygulama hastalara büyük güven veriyor.
• Geleneksel müesseseler farklı fiyatlar veriyor örneğin C marka antirefle kaplama bir cam için her müesseseden farklı fiyat alınabiliyor. Bu uygulama bireysel mağazalara olan güveni azaltıyor. Biraz açacak olursak cam ve çerçeveyi sağlık hizmetini sunan personelin belli bir güncel bilgiye sahip olması sağlanmalı örneğin antirefle aynı bilgi ile anlatılmalı sunulmalı (Standard sağlık hizmet sunumu) antireflede sunum yapılırken iki özellik öne çıkarılmalı:
1)Camın optik performansı artar, şekil renk ve sembolleri daha net görürüsünüz
2)Cam neredeyse görünmez olur. Estetik avantaj özellikle hanımlara bu anlatıldığında tercih etmeyen çok az olur. Birlik merkez heyeti meslek içi sürekli eğitim programlarını planlamalı ve odalar eliyle mutlaka yapacaktır.
• Geleneksel müesseseler, kendi bölgelerinde biliniyor ve tanınıyor, ulusal baz da bir sağlık hizmet sunumu yapmadıkları için de zincir gibi marka haline dönüşemiyor. Lokal marka olabiliyor.
• Kendi markaları çok önemli, Güncel modeller koleksiyon zenginleştirilmelidir. Müesseselere gömülüp kalmamalıyız. Kendi markalarımızı yaratmalıyız. Fason olarak üretilmeleri mümkündür. Alım birlikteliklerimizi geliştirmeliyiz, pazar paylarını artırmalıyız.
• Mesleki bilgilerimizi ve kullandığımız teknolojiyi sürekli güncellemeliyiz. (Laboratuvar)
• Muhasebe ve karlılık konusunda profesyonel destek sağlanmalı
• AB ülkelerinde garanti belgesi uygulaması yoktur birlik merkez heyetimiz garanti belgesi uygulamasını kaldıracak çalışmaları başlatmalıdır. Devam edecekse firmalar bölgesel servis istasyonu açmalıdır. Garanti hizmeti ücretli sigorta şeklinde AB ülkelerinde uygulanıyor. Gözlüğü ücretli sigorta bizlerde yapabilir.
• İnternet Optisyenlik müessesesi değildir. İnternet satışlarının hiçbir şekilde yapılamayacağı birlik merkez heyeti tarafından 5193’e şerh edilme çalışmaları yapılmalıdır.
• Geri ödeme sistemine her koşulda sahip çıkmamız kilit taşı gibi bir şeydir. Eski tarihi binalarda kilit taşını çekerseniz bina çöker geri ödeme bu kadar önemlidir. •Oda birlik en büyük gücümüz, AB ülkelerinde hiçbir ülkede kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü yoktur.
• Hiçbir sermaye grubu karşısında alım birliği ve kanunla kurulmuş bir meslek örgütü sınırlaması kısıtlaması istemez.
• Rekabet fiyatta olmamalıdır. Rekabet sağlık hizmet sunumunda olmalıdır.
ZİNCİRLERİN DEZAVANTAJLARI
• İnternet satışlarını yasal olarak yapamıyorlar
• Güneş gözlüğü dışındaki hekim reçetesi ile satışı yapılan optik ürünlerin (Her türlü gözlük camı çerçevesi ve her türlü kontak lens)reklamını 2014 den sonra yapamıyorlar. Güneş gözlüğü için yaptıkları reklamlar zorlama DEFAKTO uygulamalardır.
• Reçetelerini kendileri üretemiyor (Optometriyi kullanamıyorlar)
• Devletin azda olsa gözlük için sosyal yardım yapması, geleneksel müesseselere can suyu olduğu için geleneksel müesseselerden kurtulamıyorlar. Geleneksel müessese sayısını çok fazla buluyorlar.
• Yasa ile kurulmuş kamu kurumu niteliğinde oda ve birlik istemiyorlar.
Kazanımlarımıza sahip çıkmak tüm meslektaşlarımızın, cumhuriyete vefa ve minnet borcudur.
Saygılarımla
Taylan KÜÇÜKER
Eczacı-Gözlükçü
kaynak: https://www.optisyence.com/reklam-gucunu-kullaniyorlar/