Pandemi; insanlığa uyarı tokatıdır!.
27 Nisan 2020 Pazartesi
Değerli meslektaşlarım,
Pandemi önlemleri kapsamında yaşanan olağanüstü halin sosyo ekonomik ve psikolojik ağır faturasını tüm dünya gibi bizlerde ödemekteyiz
Türkleri diğer milletlerden ayıran en belirgin özellik toplumsal dayanışma konusundaki duyarlılıktır.
Her ne kadar sosyo kültürel yönden ağır bir bireysel çıkarcılık sarmalına itilmiş olsak da başta aile içi dayanışma ve mahalle kültürüne dayalı komşuluk ilişkileri böylesi ağır koşulları atlatmada önemli bir moral güç teşkil etmekte.
Bu seferki kriz sanılanın aksine teğet geçmeyecek. Gedik açıp gidecek.
Yeni dünya düzeninin en büyük laboratuvar deneyine tanık olduğumuz bu pandemi felaketi dünyayı kökten değiştirecek ve kurgulanmak istenen dijital yaşamın miladı olacak. Makro planların çökmesiyle mikroya doğru ivmelenme küreselcilerin hiç beklemediği sürpriz gelişmelere yol açacak!
Bizi ilgilendiren kısa vadede neler yaşanacağı ve nelere hazırlık yapmamız gerektiğidir.
Piyasaların Eylül’den önce normalleşme sinyali vermeyeceği gerçeğine göre pozisyon alınmalıdır. Unutmayın ki hedef müşteri kitlemiz presbiyoplardır yani 45 yaş üstü kişilerdir. Birçoğu kronik hasta ve ilaç kullanıyor. Kalp krizi geçirdiği halde korkudan hastaneye gitmekten kaçınanların bu süreçte göz kontrolüne gitmesini beklemek ancak iyimserlikle açıklanabilir. DAL hastaneleri bu süreçte avantajlı merkezler olacaktır.
Uzaktan eğitim modelinde derslerini ekrandan takip eden çocuklar ve gençler içinde gözlük kullananlar ağırlıklı miyoplardır. Yakın mesafede görmeyle alakalı sıkıntı yaşamayacaklarını öngörerek önemli bir genç kitlenin gözlük yenileme talebinde düşüş gözlenecektir.
Uzaktan eğitim modelinin işimize öngörülmeyen katkısı ise görme sorunu olup farkında olmayanların ortaya çıkmasını hızlandıracaktır zira TV ve Bilgisayar gözü bozar yanılgısının aksine bu cihazlar gözdeki bozukluğu ortaya çıkaracaktır.
Ekonomik daralma satın alma alışkanlıklarını da etkileyecek. Öncelik ihtiyacın “fonksiyonel” karşılanması olacak, modayı takip etme ve pahalı marka tercihlerinde de gerileme gözlenecektir.
AVM’lerin yaşamımızdaki ağırlığında da değişimler yaşanacak, sosyalleşme alanı fonksiyonunu kaybetme riski oluşacaktır. Bu nedenle AVM’lerin normalleşme süresi zaman alacaktır.
Gerek sosyal mesafe ve hijyen önlemleri gerek yaz mevsiminin başlaması ve en önemlisi izolasyonun baskıladığı açıkhava özlemi toplumsal davranış biçimimizi kısa vadede AVM’ler aleyhine etkileyecek.
Semt pazarı kültürünün megapollerde dahi geçerliliğini koruduğunu gözardı etmezsek “getto tarzı site” yerleşkeler dışındaki semtlerde ahalinin kapalı mekanlara ilgisi ancak soğuk kış mevsiminde olacaktır.
Pandemi travmasının atlatılma süreci de AVM’lerin kış sezonuna sarkacak normalleşmesini olumsuz etkileyecek önemli faktörler arasındadır.
Yukarıdaki hendikaplar çerçevesinde cadde alışverişinin yükselişe geçeceğini söyleyebiliriz. Mali açıdan çok parlak bir piyasa beklentisine girilmemelidir. Normalleşme 6 ayı bulabilecektir. Bu süreçte mali yapısı güçlü işletmeler ayakta kalacak, öz sermayesi yetersiz borç stoku yüksek işletmeler ise zorlanacaktır.
Özellikle AVM bünyesindeki mağazalar mülk sahibi şirketlerin kira ve işletme giderlerine yönelik yapıcı bir yaklaşım sergilemesi halinde ayakta kalabilecek aksi takdirde birçok AVM’ler hızla boşalacak ve kentlerin en kupon yerlerinde Covit-19 anıtına dönüşecektir.
Online alışverişin pandemi önlemleriyle ivmelenmesi sürecek özellikle temel ihtiyaç temininde ciddi pazar payına sahip olacaktır.
Evden çalışma modelinin yaygınlaşması ofisiyel yapılanmada da değişimi tetikleyecek bu tüketim alışkanlıklarımızı etkilediği gibi çalışma mekanları yapılanmalarını da olumsuz etkileyecektir.
Tüm iş kollarında hikayesi olan özgün butik sunucular öne çıkacak, özellikle turizm sektörü bu özgün küçülmeden etkilenecek ve yapısal değişimler gözlemlenecektir.
Başta eğitim olmak üzere iş yaşamı da biçim değiştiriyor. Paranın satın alamadığı “BOŞ ZAMAN” açığa çıkıyor ve ev izolasyonunda fark edilen hobi yoksunluğu açığa çıkan boş zamanların doldurulması arayışında öncelik oluşturacak. Ekonomik daralma ev içi üretim ve tüketim davranış biçimimizi de değiştirecek ve farklı bir sosyal yaşam modeline geçilecek. Spor sanat ve kültürel faaliyetler önem kazanacak.
Butikleşmenin öne çıktığı bu yeni döneme ışık tutabilir düşüncesiyle “korkunun ecele faydası yok” yazımdan https://optisyeninsesi.com/korkunun-ecele-faydasi-yok tekrar alıntı yaptım;
NE YAPILABİLİR?
• Öncelikle kişisel gelişiminize odaklanıp bilgi ve beceriyle donanmalısınız.
• Farkındalık yaratacak bir özelliğinizi öne çıkarmalısınız.
• Kendinizi, personelinizi ve mağazanızı çağın gerektirdiği şekilde sürekli güncellemelisiniz.
• Öz bakımınıza, pazarlama ve vücut dilinizin uyumuna dikkat etmelisiniz.
• İnanmadığınız ya da sizi tatmin etmeyen mala veya hizmete karşınızdakini inandırmaya çalışmayınız, sunmayınız.
• Karşınızdakine satacak mutlak bir hikayeniz olmalı, bu müşteri sadakatinin sürdürülebilirliğini olumlu etkileyecektir.
• Dinamik işletme düzenine geçmelisiniz. Ürünlerinizin rafta ya da çekmecede bekleme süresini kısaltacak önlemler almalı, teknikler geliştirmelisiniz. “Sat ta pişman ol” felsefesiyle hareket edip çekmecenizde 18 ay beklemiş üründen kurtulmanın yolunu bulmalısınız. Ve son olarak mal alımında dikkatli olunuz.
MALİYEDEN VE SGK’DAN ÖNERİ BEKLENTİLER
• 12 ay süresince kira stopajının yarısının muhtasardan mahsup edilmesi ve kira stopaj oranının kalıcı olarak düşürülmesi.
• 12 Ay süresince asgari ücret vergisinin yarısının muhtasar beyannamesinden mahsup edilip çalışana ödenmesi.
• 12 Ay süresince asgari ücret vergisinin diğer yarısının SSK prim ödemesinden mahsup edilmesi
SGK’dan Optikçilere yönelik pozitif katkı;
• Aylık azami 100 Adet ve altında fatura edilen her reçete için 10 TL maktu meslek hakkı desteği (Eczacılara yapılan benzer destek optikçilere de sağlanmalıdır. Verilen ek hizmetler ve sarf malzemeleri bu hakkedişin en temel öğeleridir.)
• Çerçeve hakkının 2 yıla geri çekilmesi.
• Çocuklarda çerçeve hakkının yaşam gerçeği fiziksel büyümeye uygun sürelere sabitlenmesi.
• 3 yaşına kadar 6 ayda bir.
• 16 yaşına kadar yılda bir.
• Cam fiyatlarının güncellenmesi ve cam ödeneğinin tek seçeneğe indirgenmesi (Beyaz organik)
• 18 yaşına kadar cam diyoptrisi her değiştiğinde yenilenmesi. (3 aylık periyot kısıtlaması olabilir)
• Tüm yaş guruplarında 0.50 diyoptri değişim şartının kaldırılması. Cam diyoptrisi değişmese dahi yıpranma ve bozulma etkisiyle cam yenileme sürecinin yıllık periyoda çekilmesi. Bu görme sağlığı açısından vatandaşın yıllık periyodik göz kontrolü yaptırmasını teşvik edecek ve olası diğer hastalıkların erken teşhis ve ekonomik tedavisine imkân sağlayacaktır. (Diyabet – Kalp damar vb)
Sağlıkla kalın.
Hakan Ertunk
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız |
kaynak: https://optisyeninsesi.com/pandemi-insanliga-uyari-tokatidir