Dünya’dan Lazer Ameliyatlarını Araştırdık
17 Mayıs 2023 Çarşamba
Lazer göz ameliyatı – Yararlı mı, Riskli mi?
Almanya’da 20 milyondan fazla insan yakını veya uzağı göremedikleri için görsel araçlara bağımlıdır. Görme bozukluğu olan kişiler görme araçlarına alternatif olarak kontak lens takabilirler bu da kuru gözlere yol açabilir.
Son yıllarda VSDAR (Lazer Gözler ve Refraktif Cerrahi Uzmanlık Klinikleri Derneği) tarafından yapılan bir ankete göre, 2016 yılı sonunda Almanya’da 100.000’den fazla hasta lazer göz ameliyatı olmayı seçtiğini gösteriyor. Gözlerine lazer yaptıran hastaların sayısı şu anda 150.000 civarında. Göze uygulanan lazer tedavisi sayesinde, birçok kişi, ciddi görme bozukluklarına sahip olsa bile, tekrar iyi bir görme olanağina sahip olabilmektedir. (https://www.kv-fux.de/ratgeber/gesundheit/augenlasern/)
1960 yılında Theodore Maiman ilk lazeri (kısaltması: uyarılmış radyasyon emisyonu ile ışık amplifikasyonu ) tanımladı. ( Nature: Maiman, 1960 ). O dönemden beri diğer gelişmelerin yanı sıra, cihazların performansı hızla arttı. Geçtiğimiz yıllarda Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülen Fransız Gérard Mourou ve Kanadalı Donna Strickland’ın bunda önemli katkıları oldu. Lazer darbelerini önemli ölçüde güçlendiren basit ve zarif bir süreç geliştirdiler: CPA teknolojisi ( Chirped Pulse Amplification, ) Bu teknoloji sayesinde, amplifikatörleri bozmadan çok yüksek yoğunlukta ışık atımları üreten lazerler artık kullanılır oldu. Bu lazerler en ince dokuyu hassas bir şekilde değiştirebilir hale geldi.
Doktorlar, göze yapılan cerrahi işlemler sırasında hastaların tekrar net görmelerini sağlamak için bundan yararlanırlar. Gözlük veya kontak lens gibi konvansiyonel yardımcıların yerini alan bu göz ameliyatları refraktif cerrahi terimi altında özetlenmektedir. 1980’lerin ve 1990’ların erken lazer süreçleri, kornea dokularının buharlaştığı fotoablasyon sürecini kullandı. Bir excimer lazer, korneanın ince katmanlarını çıkarmak için ultraviyole ışık kullandı. İki yeni Nobel Ödülü sahibi kişinin araştırması, bu eski lazeri yeni, hassas şekilde ayarlanabilen yüksek yoğunluklu bir lazerle tamamladı. Ultra kısa ışık atımlarıyla çalışan ve artık dokuyu buharlaştırmayıp kesip çıkaran femtosaniye lazer. Ultra hassas bir lazer neşter olarak, özellikle göz düzeltmeleri için uygundur. Günümüz ameliyatlarında ya her iki lazer ya da sadece femtosaniye lazer kullanılmaktadır.
(https://www.zeit.de/wissen/2018-10/laser-augenoperationen-nobelpreis-chirurgie-technik?utm_referrer=https%3A%2F%2Fwww.google.com%2F#wie-zufrieden-sind-die-patientinnen-und-patienten)
Lazer prosedürleri ne kadar güvenli?
Doktor Inger Lüdeke, “Genel olarak bunlar çok güvenli operasyonlar, ancak elbette bu bir müdahale, bu nedenle risklere dikkat çekmemiz gerekiyor” diyor. “Klasik yan etkiler, kuru gözler ve parlamaya karşı ilk hassasiyettir.” Bunun nedeni işlem sırasında korneadaki sinirlerin hasar görmesidir. Operasyon sırasında kesilen sinirler tekrar büyüyecekler, ancak ameliyattan sonraki ilk iki hafta boyunca gözün kuru olduğunu ve kişinin göz kırpması veya daha fazla gözyaşı üretmesi gerektiğini doğru bir şekilde işaret etmeyebilirler. Bununla birlikte, her ikisi de – kuruluk ve ışığa karşı artan hassasiyet – genellikle günler veya haftalar sonra kaybolur.
Lüdeke, gözün kendisinde değil, dışından bir ameliyat olduğu için temelde kör olmanın imkansız olduğunu söylüyor. “Herhangi bir cerrahi prosedürde meydana gelebilecek iltihaplanma, en kötü durumda geri dönüşü olmayan görme kaybına yol açmaz, yalnızca korneayı etkiler.” Doktorlar kortizonlu göz damlası ve antibiyotik vererek kornea iltihabını önlerler. Ayrıca yeni ameliyat olmuş hastaların mümkün olduğunca gözlerine su, toz veya ter ve dolayısıyla bakteri veya virüs girmesinden kaçınılmalıdır.
Kullanılan iki lazer de yerleşik güvenlik sistemlerine sahiptir. İris tanımayı kullanan excimer lazer, gözün ne zaman hareket ettiğini tanır ve onunla birlikte hareket eder. Femtosaniye lazer bir kontak camdan geçer. Önceden kesin olarak belirlenmiş verilere göre çalıştığı için hatalı lazer atma olasılığı çok düşüktür.
(https://www.zeit.de/wissen/2018-10/laser-augenoperationen-nobelpreis-chirurgie-technik?utm_referrer=https%3A%2F%2Fwww.google.com%2F#wie-zufrieden-sind-die-patientinnen-und-patienten
Kaç yaşında ameliyat olunmalı ve bir ameliyat yeterli mi?
30 yaşın sonuna kadar göz hala biraz değişebilir. Ancak genellikle ameliyattan önceki bir buçuk yıl içinde 0,5 dioptriden fazla görme değişikliği yaşamayan herkes ameliyat olabilir. Nadir durumlarda, ameliyattan sonra kornea geri çekilir, hasta daha sonra tekrar biraz miyop veya uzağı göremez hale gelir – ve bazen tekrar ameliyat edilmesi gerekir. Belli bir yaştan itibaren, 45 yaş civarında, göz merceğinin esnekliği de azalır – farklı mesafelere uyum sağlaması zorlaşır. Şimdiye kadar, lazer bu sorunu çözememiştir.
Hastalar ne kadar memnun?
Almanya’da Lazer Göz ve Refraktif Cerrahi Uzmanlık Klinikleri Birliği’ne göre, hasta memnuniyeti (Lasik ameliyatı geçiren hastalar için) yüzde 95 ile istisnai derecede yüksektir . Araştırma sonuçlarına göre: 2008 gibi erken bir tarihte araştırmacılar, miyop veya astigmat nedeniyle ameliyat olan hastaların yüzde 95’inin altı ay sonra tatmin olduğunu ve tedaviyi bir arkadaşına veya aile üyesine tavsiye edeceğini gösteriyor. (Journal of Refractive Surgery: Jing Yu et al . al. )
Ayrica belirtilen internet sitesine gelen yorumlar incelendiginde neredeyse %30 oraninda hasta memnuniyeti ve görülmektedir. Genel olarak şikayetleri kornea incelmesi, maliyet (sağlık sigortaları masrafları karşılamamaktadır), gece görünen halkalar, prespiyopinin basladigi yaslarda operasyonun etkisinin azalması.
Göz doktorlari ise bu konuya mesafeli yaklaşıyor. Risklerinin göz önünde bulundurulmasi gerektiğinden bahsediyor. Hastaların çoğu maliyetler nedeniyle İstanbul’da ameliyat oluyor.
Çeviri : Zehra Karaman Türker
Dünya’dan Lazer Ameliyatlarını Araştırdık yazısı ilk önce OptisyenCOM üzerinde ortaya çıktı.
kaynak: https://www.optisyen.com/ozgur-kose/dunyadan-lazer-ameliyatlarini-arastirdik/