Optik ürünler ve rekabet hukuku
27 Ocak 2021 Çarşamba
GİRİŞ
Optik Ürünler Sektörü içerisindeki faaliyetler, sektörün kendine has yapısı ve ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler neticesinde sık sık Rekabet Hukuku’nun uygulama alanına dahil olmaktadır. Bu durum Rekabet Hukuku hükümlerinin sektöre amacına uygun şekilde uygulanmasında optik sektörünün tahlilini zorunlu kılmaktadır.
Optik ürünler sektörünün Türkiye’de günümüzdeki durumuna ve gereksinimlerine büyüme odaklı bir yaklaşım sektörün gelişmesi ve Rekabet Hukuku’nun sektöre uygulanması için gereklilik arz etmektedir.
1. Rekabet Hukukunun Kapsamı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun “Kanun” Kapsam başlıklı 2.maddesi, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren teşebbüsleri, bu piyasaları etkileyen teşebbüslerden ayrı tutmamış, bu teşebbüsleri, kendi ülkesinden bağımsız, yabancı ülke mevzuatına göre kurulmuş olsalar dahi Türkiye sınırları içinde veya dışında, Türkiye’deki piyasalardaki rekabeti etkileyebilecek davranışlarında Türk Rekabet Hukuku mevzuatına tabi kılınmışlardır.
2. Yabanci Sermaye Ve Rekabet Hukuku Bağlaminda Optik Ürünler Sektörü
Optik ürünler sektörü içerisindeki davranışların Rekabet Hukuku bakımından değerlendirilmesinde, sektörün günümüzdeki ve ülkemizdeki mevcut konumunun tahlili büyük önem arz etmektedir. Sektörün tahlili yapılırken; optik ürünlerinin, teknolojik gelişme ve sektördeki mesleki eğitime sahip çalışan ve işveren miktarı, kamu sağlığı faktörü, devlet yardımları ve yabancı yatırımların ekonomik büyümeye katkısı ile ilişkisi üzerinde durulmalıdır.
2.1. Mesleki Eğitim
Optik alanında faaliyet gösterecek eğitimli ve bilgili çalışan ve işverenler yetiştirmek amacıyla ön lisans eğitimleri açılmıştır. Ancak sektördeki teşebbüslerin çoğunlukla küçük işletmelerden oluşması, çok fazla kişi istihdam etmemeleri gibi sebepler ile eğitime olan talep fazla olmamış, eğitim amacına ulaşamamıştır. Sektör içinde çoğunlukla usta-çırak ilişkisi içerisinde mesleki deneyim edinmiş ancak optik alanında eğitim almamış işveren ve çalışanlar bulunmaktadır. Bu sebepler göz önüne alındığında sektör içerisinde yeterince eğitimli kişi olması, dolayısıyla sektör içerisinde, insanların değişen ihtiyaç ve taleplerini karşılayabilecek nitelikteki optik ürünlerinin meydana getirilmesi için gerekli olan teknolojik ilerlemenin gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir.
Yabancı sermaye ile sağlanacak istihdam fırsatları ve optik alanında eğitimli ve uzman kişilerin Türkiye’de etkinliğinin artması optik sektörünün çıkmaza giren nitelikli ve eğitimli çalışan sorunu ortadan kaldıracaktır.
2.2. Kamu Sağlığı
Kamu sağlığı faktörü, diğer tıbbi cihazlarda olduğu gibi optik ürünlerinde de teknolojik ilerleme ile doğrudan ilişkilidir. Teşebbüsler, ürünleri, tercih edilebilirliği artırmak amacıyla, insan sağlığına olabildiğince zararsız olacak nitelikte geliştirmek için çabalamak zorundadırlar. Bu durum, ürünün yapıldığı maddeler ve yapım tekniklerinin farklılaştırılması ile gerçekleştirilebilecek olması sebebiyle yüksek maliyetli bir faaliyettir. Bu sebeple teşebbüslerin bu faaliyetleri gerçekleştirebilmeleri için büyük miktarlarda AR/GE yatırımları yapmaları gerekmektedir. Dolayısıyla büyük ekonomik güce sahip teşebbüsler bu konuda öne çıkmaktadırlar.
2.3. Yabancı Yatırımlar
Yerli sermayenin desteklenmesi amacıyla optik sektöründeki yerli teşebbüslere yapılacak devlet yardımları ve yabancı yatırımlara uygulanacak katı rekabet politikaları, milli kalkınmanın gerçekleştirilmesinin aksine rekabetin bozumasına dolayısıyla ekonomik verimliliğin sağlanamamasına sebebiyet verebilmektedir
Bununla birlikte yabancı yatırımlar, ev sahibi konumundaki ülkeye; istihdam olanakları, dünyada meydana gelen teknolojik gelişimlerin ülkeye transfer edilmesi ve bu yatırımlarla ülkeye gelen mesleki bilgi ve yetenek sahibi kişilerle olan mesleki iletişim ve etkileşim sonucunda, söz konusu ülkedeki optik sektöründe istihdam edilen personellerin ve sektördeki işverenlerin mesleki bilgilerinin gelişmesi gibi bir çok fayda sağlamaktadırlar. Ülkemizde, optik sektöründe var olan teknolojik ilerleme eksikliği ve optik alanında eğitimli ve nitelikli çalışan ve işveren eksikliği, yabancı yatırımlar ile sağlanabilecektir. Bu şekilde yabancı sermaye yatırımları ülkeye girişleriyle birlikte ülkedeki teknoloji ve yatırım açığını kapatarak ekonomik büyümeye katkı sağlayabilecektir.
SONUÇ
Optik ürünler sektöründe; optik alanında eğitimli ve bilgili çalışan ve işverenlerin artırılması ve yetiştirilmesi, optik ürün teknolojisinde dünyada meydana gelen gelişmelerin takip edilmesi ve ülkemize getirilmesi, aslen tıbbi cihaz olarak kabul edilen optik ürünlerinin kamu sağlığını tehdit etmeyecek hale getirilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Bu sebeplerle dinamik ve ekonomik etkinliğin sağlanması için optik sektöründe yabancı yatırımların desteklenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, Rekabet Hukuku kurallarının optik sektöründeki teşebbüslere uygulanmasında, sektörün mevcut konumu, eksikleri ve gerektirdikleri göz önüne alınmalı, geleneksel ve katı yaklaşımlardan ziyade dinamik etkinliğin sağlanması bağlamında günümüz ekonomik dünyasına uygun amaçsal yaklaşımlar tercih edilmelidir.
Av.Suat ŞİMŞEK /Managing Partner
kaynak: https://optisyeninsesi.com/optik-urunler-ve-rekabet-hukuku/