Nedir bu Kaos ortamı?
2 Ekim 2021 Cumartesi
Değerli meslektaşlarım ve sektör mensupları,
Öncelikle sektöre uzun yıllar dönemin zorluk ve yoklukları içerisinde yönetici olarak hizmet veren bir meslektaşınız olarak, uzun bir aradan sonra özlemle hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlamak istiyorum.
Son zamanlarda özellikle, Birlik ve Odalaşma sürecinde sahada meslektaşlar arasında iletişim eksikliğinden kaynaklı problemler yaşanmaktadır. Bu iletişim eksikliği doğal olarak ayrımcılık, spekülasyon, manipülasyon, dezenformasyon gibi olumsuz olguları da kaçınılmaz olarak beraberinde getirmektedir. Meslektaşlar üzerinde oluşan güvensizlik, maddi kaygıların giderek yükselmesi, gelecek endişesi ve geleceğin inşa edilmesindeki belirsizlik üzerine bu yazıyı yazıp sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Bu yazımı mesleğe ve meslektaşa hizmet için görev üstlenen Gözlükçü ve Optisyenlerin ve özellikle mesleğin gelecek inşasında görev alacak genç Optisyen kardeşlerimin dikkatle okuyup önemsemelerini ümit ediyorum.
Yazıma KONFÜÇYUS’un şu önemli sözleriyle devam etmek istiyorum.
Düşünmeden öğrenmek faydasızdır, öğrenmeden düşünmekse tehlikelidir. Öğrenmek ve herhangi bir olayı veya konuyu doğru analiz edebilmek için MULTİDİSİPLİNER (Neden, niçin, nasıl ve sonucu ne olacak) bakmak zorunda olduğumuzu anlamak zorundayız. Şayet bu disiplinden yoksun olarak analiz yapmaya çalıştığımızda akılcı ve doğru sonuçlara ulaşmakta zorluk çekeceğimiz açıktır.
Bu doğrultuda yöneticilerin geliştirmeye çalıştıkları projelerin sonrasında yaşanacak süreçlerde hangi problemlerle karşılaşacağımızı ve ne tür olumsuzluklar yaşayacağımızı bugün anlayamadığımız gibi yarın da anlamayacağız.
Bu disiplinle düşüncelerini ve eylemlerini pekiştirip sürdüren üç kişiyi örnek olarak almamızın anlamlı olacağını düşünüyorum. Jeff BEZOS (Amazon’un sahibi), Bill GATES (Microsoft’un sahibi), Warren BUFFET (Yatırımcı). Bu üç önemli ismin ortak yönleri yaşam boyu öğrenmeye ve okumaya duydukları ilgi ile tüm toplantılara zamanında katılımlarıdır.
Bu isimler hayatı algılamalarını; “Okuyorum, okuyorum, okuyorum ve kafamda filtreler oluşmaya başlıyor, 2 -3 dakika içerisinde karar verebiliyorum. Kavramsal okuma sonucunda değişik filtreler oluşuyor. Filtrelerin çokluğu analizlerimizi çok boyutlu kılıyor. Her konuyu tek yönden veya tek taraflı değerlendirme yerine çok yönlü değerlendirmemize yardımcı oluyor.” şekliyle ifade ediyorlar.
Bizler de mesleki konularda değerlendirmelerde bulunmadan önce şu üç unsuru geliştirmek zorundayız. İlk olarak Kişisel Gelişimimizi sürekli kılmalıyız. İkinci olarak Global Düşünce Yapımızı genişletmeliyiz. Üçüncü olarak da Mesleki Devrim Anlayışımızı geliştirmeliyiz. Bu üç önemli unsurdan birisinde eksiklik olduğunda yüklendiğimiz misyonda aksaklık yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.
Değerli meslektaşlarım,
Benimsemiş olduğum meslek sorumluluğu gereğince, sektörümüzde son günlerde gündemi meşgul eden olaylara objektif olarak bakmak, incelemek, değerlendirmek ve daha da geç olmadan detaylarıyla bir masa etrafında tartışıp çözüm üretmenin gerekliliğine önemli ölçüde ihtiyaç duyulduğunu hissediyor, görüyor ve inanıyorum.
Bağımsız bir Kanunla kurulmuş mesleğimiz sahada uygulanırken Kamu Kurum ve Kuruluşları nezdinde önemle eksikliğini hissettiğimiz bir Oda ve Birlik Yasamızın olmamasıydı.
Geldiğimiz noktada çok şükür diyorum. Arzu ettiğimiz ve taleplerimiz doğrultusunda bağımsız bir Kanun kapsamında gerçekleşmiş olmamasına rağmen, 5193 Sayılı Optisyenlik Hakkında Kanunumuza ilave edilen Ek 1- ve Geçici 4- maddeleriyle yürürlüğe girmiş iki maddelik bir Oda ve Birlik Kanunumuz yürürlüğe girmiştir. Burada emeği geçen tüm meslektaşlarıma kendi adıma teşekkürü bir borç biliyorum.
Ancak, sektör içerisinde büyük ölçüde kaos ortamlarının yaşanması Oda ve Birlik Yasasının Yürürlüğe girdiği tarihle birlikte başlamıştır. Şimdi üstte bahsetmiş olduğum gibi konuyu tüm detaylarıyla inceleyerek kaos ortamına sebebiyet veren nedenleri ve neden olanları masaya yatıracağım.
1- İletişim ve uzlaşı kültürünün hiçe sayılması.
2- Kanunun yürürlüğe girme aşamalarında sektörle paylaşılmaması ve sektör bütünlüğünün göz ardı edilmesi.
3- Yönetmelik hazırlanırken sektörle paylaşılmaması, Genel Kurulun görüşüne sunulmaması, biz yaparız olur anlayışı ile aynı tutum ve davranışlara devam edilmesi.
Şimdi bakalım üç maddede belirttiğim hayata geçirilmeyen gerçekler nelere sebebiyet vermiştir.
1- Kanun kapsamında seçme ve seçilme hakları açısından Kurumsal müesseseler tarafından 23 Derneğin kurulmasına,
2- Hazırlanan Yönetmeliğe karşı 14 kurucu Delegenin dava açmalarına,
3- Anayasaya aykırı hazırlanan Yönetmelik Maddelerine karşı TOOMD Derneği Başkanı Sn. Abdullah AYDIN tarafından dava açılmasına,
4- Birçok uyarıya rağmen düzeltilmeyen aidatlara karşı dava açılmasına,
5- Birlik Merkez Yönetim Kurulunda yaşanan olumsuzluklara, Sn. Mahmut YETİM’in ihracı ve diğer yöneticilerin istifasına,
6- Sn. Mahmut YETİM’in Birliğe karşı davalar açmasına,
7- Birlik Genel Kurulunun iptali için dava açılmasına.
Görüyor musunuz değerli meslektaşlarım, iletişim ve uzlaşı kültürümüzün olmayışı nelere mal olmakta?
Konuya biraz daha açıklık getirmek isterim. 5193 Sayılı Optisyenlik Hakkında Kanuna ilave edilen Ek-1 maddesiyle yönetmelik hazırlama yetkisi Birlik Merkez Yönetim Kurulu’na verilmişti. Hazırlanan yönetmelikte amaç, kapsam, dayanak, görev dağılımları, organların görev-yetki ve sorumluluklarıyla uygulanması gereken esaslar maalesef kopyala yapıştır kolaycılığıyla oluşturulmuştu.
Bağımsız bir Kanunla kurulmuş mesleğimizin yine bağımsız bir Kanunla kurulması gereken Oda ve Birlik Kanunuyla temsil edilmesine hiç kimsenin itirazı olamazdı. Fakat bazı sektör temsilcilerinin görüşleri alınmadan, iletişim ve uzlaşı kültürü çalıştırılmadan bir emrivakiyle torba yasa içinde iki maddeyle Oda ve Birlik Kanununun çıkartılması sektörümüz için adeta bir hediye olmuştur.
Ancak Birlik Merkez Yönetim Kurulu, 6643 Sayılı Eczacılar Birliği Kanununa sözde kıyasen hazırladığı yönetmelikte bir takım eksiklikler ve özellikle aidat hesaplamasında meslektaşın menfaatine olmayan maddeler oluşturmuştur.
Durumu sorgulayan ve araştıran sektör mensuplarınca ilk önce aidatlara ve takibinde Anayasa’ya aykırılığı fark edilen yönetmelik maddelerinin sosyal hukuk devleti anlayışı çerçevesinde düzeltilmesi için iptal davaları açılmıştır.
Danıştay 8. Daire, yapılan başvuruyu haklı bularak konuyu Anayasa Mahkemesine sevk etmiştir.
Anayasa Mahkemesi, yaptığı inceleme sonucu 14 üyeden 1 karşı oy ile konunun yeniden düzenlenmesi için TBMM’ne havale ederek 9 aylık bir süre vermiştir.
Gelinen noktada kuruluşunun ilk anından itibaren Birlik Merkez Yönetim Kurulu’nun, “Ben yaptım oldu, böyle olacak, Resmi Gazete’de yayınlanır biter” düşüncesiyle iletişim adına uzatılan ellere yumruk sıkarak cevap vermesini anlayabilmek mümkün değildir.
Oda Birlik Yasasını kanuni zemine oturtmak için çaba sarf eden Sn. Abdullah AYDIN’ı kendi eksiklik ve yetersizliklerinizi örtme adına Oda Genel Kurullarında, sahada ve sosyal medyada hedef gösteren ve linç girişimlerinde bulunanların mesleğimizin gelişimine herhangi bir katkı sağlayabileceklerine inanmıyorum.
Mesleğin gelişimi için optisyenlik bölümlerinin açılmasına ve meslek içi eğitimlerin yapılmasına öncülük eden, adalet talep eden, doğruların ve yasaların sosyal hukuk devletine uygun davranışların sergilenmesini isteyen Sn. Abdullah AYDIN’ın, açılan bu bölümlerde öğretim görevlisi kişilerce öğrencilik sıralarındaki genç optisyenlere “Meslek Haini” olarak tanıtılması etik ve ahlaki olmadığı gibi aslında tam da bu davranış Meslek Hainliğidir.
Diğer önemli bir konu da İstanbul Odası Mali Genel Kurulu’dur. Yapılan giderlerin konuşulması gerekirken orada ne amaçla bulunduğu dahi anlaşılamayan Birlik Başkanı Sn. Ergun KARAÇANAK konuları çarpıtarak açılan mahkemeler sonucu 600bin TL tutarındaki hukuki giderlerin sorumlusunun davayı açan kişilerin olduğunu ifade etmiştir. Bunun akıl ve sağduyu ile açıklanabilecek bir durum olduğuna inanmadığım gibi sadece kişisel hırs ve art niyetle söylenmiş sözler olduğunu düşünüyorum.
Zaman en iyi öğreticidir. Tüm gelişmeleri yaşayarak göreceğiz.
Unutmayalım ki, Yönetmelikler Kanun maddelerinin usul ve detaylarını işaret eder.
Yöneticilere sesleniyorum; sizler, yönetmeliklere dayanarak esas olan Kanun maddelerini HIRPALAMA VE REVİZE ETME hakkına ve haddine sahip olmadığınız gibi böyle bir ERK’e de sahip değilsiniz.
ADALET istiyorsanız önce siz ADALETLİ olmalısınız. Üstlendiğiniz misyon gereği üzerinize düşen görev, yetki ve sorumluluklarınızı işinize geldiği gibi değil, Kanun hükümlerince yerine getirmeniz ve sektör mensuplarına tarafsız yansıtmanız gerekmektedir.
HAK EDİŞ VE HUZUR HAKLARINIZI samimiyetle hak etmenizi diliyorum.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası açılabilecek usulsüzlük davaları sonucunda yargılanacak yöneticilerin hiçbirini Ağır Ceza Mahkemelerinde görmeyi arzulamadığı mı özellikle belirtmek istiyorum.
Bu düşüncelerle sektör için çaba sarf eden tüm meslektaşlarımı saygıyla selamlıyorum.
Cemal BALIKTUTAN
01/10/2021
kaynak: https://optisyeninsesi.com/nedir-bu-kaos-ortami/