Neden?
18 Aralık 2019 Çarşamba
Sırf söylemleri çıkarlarımıza ters düşüyor diye, genelin menfaatine olacak çalışmalara karşı çıkarız.
Aslında bu durum kendimiz ile baş başa kaldığımız zaman doğrular ile yüzleşemememiz, kendimize bile itiraf edemediğimiz duygularımız sebebi ile gerçekleşmekte.
Bir bakıma ön plana çıkmış, aslında bizim de duygularımıza karşılık gelecek söylemleri cesaret ile söyleyebilen kişilere karşı mesafeli olmayı tercih ederiz. Sonuç menfaatimize bile olsa bizden önce davranmış aslında söylemek istediklerimize tercüman olmuştur. İnsan oğlunun yaradılışından bu güne kadar bu duygu karmaşaları yaşanmakta, bundan sonrada yaşanmaya devam edecek.
Söylenen sözün, yapılan eylemin gerçekliğinden çok kimin söylediği önemlidir. Bir dedikodudur dolaşır ortalıkta. Başarılı çalışmalarınızı bir anlamda kıskanan veya çıkarları doğrultusunda menfaatine uymayanlar, türlü haberler dolaştırırlar sizin ile ilgili. Öyle bir algı yönetimi yaparlar ki neredeyse dünyanın en kötü, hain insanı durumuna getirirler sizi.
2012 yılından bu yana tam sekiz yıl geride kaldı. Mesleki anlamda sivil toplum örgütümüz olan derneklerde birçok kademede görev yaptım. 28 yıldır ailemi geçindirdiğim mesleğime hizmet etmek için. Hatalarımız yanlışlarımız da olmuştur. Ancak çalışmaktan, faydalı olmaktan sala geri adım atmadık.
Mesleğimiz, meslektaşımız için ne dedik;
– Mesai saatleri düzenlenmeli, çalışanlarımız daha insancıl çalışma koşullarında çalışmalı dedik. Düşman ilan ettiler. Asla yapamazlar dediler.
– İnternetten Optisyenlik müesseselerinde satılan ürünler satılmasın dedik. Efendim olur mu öğle şey tüm dünya elektronik ticarete geçmiş siz neden bahsediyorsunuz dediler.
– Hazır okuma gözlükleri sağlığa zararlı bunların satışları engellenmeli, hatta ülke sınırlarından girişine dahi müsaade edilmemeli dedik. Tüm dünyada marketlerde bile satılıyor, orada insan sağlığına zarar vermiyor da Türkiye’de mi veriyor, Hadi oradan dediler.
– Sermaye ayrımı gözetmeksizin, tüm meslektaşlarımızın eşit şartlar atılda kanunlar ile yönetilmesi gerekir. Tek şubeli çok şubeli diye bir ayrım yoktur dedik. Sermaye düşmanı ilan ettiler.
– Resmi tatil günlerinde tüm Türkiye’de faaliyet gösteren meslek taşlarımız tatil yapmalı dedik. Başka işin yok mu dediler.
– Haksız rekabet mesleğimize zarar veriyor. Yapılan kampanyalar, bol indirimli kampanyalar. Bunlara düzenleme getirilmesi gerekiyor dedik. Sana ne kardeşim ürün benim değil mi istediğime, istediğim fiyata satarım dediler.
– Mesleki anlamda birlik beraberliği tahsis etmek için alım birlikleri oluşturmalı dedik, yola çıktık Türkiye’de üç tane kooperatif kurduk. Bu yapıların çoğalması için bir çok meslektaşımıza da destek olacağımızı, Alım birlikteliklerinin mesleğin geleceği açısından çok önemli olduğunu, Bir çoklarının kurulması için göreve hazır olduğumuzu söyledik. Kendi menfaatinize çalışıyorsunuz dediler.
Kısacası ne yapsak ne söylesek hain ilan ettiler. Sonuç olarak yapılanlar, söylenenler bizleri doğru bildiğimizden, Mesleğimiz için mücadele etmekten alı koydu mu? Belki bu sorunun cevabına da üzüleceksiniz ancak bizleri daha mücadeleci, daha dikkatli, daha özverili çalışmaya sevk etti.
Ne de olsa bizleri hain ilan edenlerden daha fazla destekleyen dostların olduğunu bilmek, Davamızdan asla geri atmamamız gerektiğini bizlere gösterdi.
Sevgili dostlar kalın sağlıcakla.
İLKER AYAZ
kaynak: https://optisyeninsesi.com/neden