İşimdeyim, gücümdeyim “Korkak Esnaf”
14 Eylül 2024 Cumartesi
Ah beyfendi, ben neyim ki? Alt tarafı bir gözlükçü.
Ekmeğinin peşinde koşan biri. Öyle bir yerlere mesaj vermek gibi bir derdim yok. Evet bir feys sayfamız var ama, Dükkanın feysidir o. Onda da hep gözlükle ilgili şeyler paylaşırız. İndirimleri, kampanyaları falan bildiririz. Müşterilerimize.
Dukkanin feys ini de çalışanlar yönetiyor zaten. Onlara da sıkı sıķı tembihlemişim, ” Aman, yanlış anlaşılacak paylaşımlar yapmayın çocuklar ” diye.
Adıma olan feyste ise artık paylaşım falan yapmıyorum. Bir ara iyi vakit geçiriyordum sosyal medyada. Ama o zamanlar feys masumdu. Eğlenceydi. Şimdi hiç bir şeyin masumiyeti kalmadı. İlk zamanlar bende ilginç bulduğum seyleri paylaşır, beğenirdim. Üzgün, sınırlı, gülümseyen emociler yapıştırırdım.
Arada Green peace, tema vakfı gibi kuruluşlara destek verdiğimde olur. Komik ve ilginç çocuk, hayvan videoları paylaşırdım. Cuma ve kandil günleri herkese iyi dileklerimi sunar. Eğlenceli videoları sever ve yayınlardım. Hasta ve sakat kimselerle ilgili paylaşımlar canımı yakar, “Amin” tuşlarımdan eksik olmazdı. Zaten toplasan 60 kisiyi geçmeyecek feys arkadaşlarım vardı ki, bir çoğu aileden ve iş arkadaşlarımdan ibaretti. Son zamanlarda ki kutuplaşmalar ve siyasi paylaşımlar feys’ ten soğuttu beni. Sonra? Sonra? Açık söyleyeyim korkudan kapattım birazda. Nasıl kapatmayayım ki beyefendi?
Ara ara benim de kadın ve çocuk tacizlerine karşı bir şeyler paylaştığım olurdu. İnsanız sonuçta. Hepimizin çoluğu çocuğu var. Ama şimdi bu tür paylaşımlar hemen siyaset konusu oluyor. Birden farkında olmadan kendini başka bir kulvarda taraf olarak buluyorsun. Ne feci bir şey bu? Bir ara ülkede ki yoğun siyaset harmanın da ( ne zaman yoğun değil ki?), ben de etkilenir oldum. Kadın cinayetlerine karşı bir kaç paylaşım yaptım. Komşum terzi Sadık bey, ” karşı çıkman yetmez. idam kampanyasına katıl ” diye mesaj gönderdi. Hayır, mesajı özelden göndersen ya adam. Paylaşımımın altına yorum olarak yazmış. Bunu gören bankacı Tahsin dostum da “idamı savunanlar bu ülkenin düşmanıdır. Bu çağda idam mı olur?”” Diye yazmış. Al sana durduk yerde polemik. Yorum üstüne yorum. Artık kadınların da çok masum olmadığından, çıplak gezerek erkekleri taciz ettiğinden tutun da, kadınlara hakları verilmedikçe ülkeye barış gelmeyeceğine kadar yüzlerce görüş.
Vallahi paylaştığıma pişman oldum.
Bir de meslekten arkadaşlar iktidar karşıtı ve yanlış paylaşımlar yapmasınlar mı? Ya sen gözlükçü adamsın. Ne işin var böyle şeylerle? Bu zamanda nasıl korkmuyorlar böyle şeyler paylaşmaya anlamıyorum. Bir şey değil, bir paylaşımdan dolayı, yanlış anlaşılsak, adımız çıksa, kime derdimizi anlatabiliriz ki? İşimizi kaybetsek, ne yaparız?Esnaf adamız. Dünya kadar borcumuz var. Sildim bir çoğunu arkadaşlıktan.
Sosyal medya hesabımı kapatınca, okey ve tavla oyun salonlarına girmeye başladım. Önce bayan oyuncu arayanlar tarafından bir süre kabul edilmedim. Sonraları kendime ait ” bitaraflar ” diye kurduğum oyun salonun da kendi kafamda arkadaşlarla sohbet edip, oyun oynamaya başladık. Orada bile günlük siyaseti yorumlayan birileri çıktı inanır mısın? Orayı da bıraktım.
Hatta size daha ilginç bir şey anlatayım. Benim ne denli apolitik ve korkak biri olduğumu daha iyi anlayın.
Bir gün bizim küçük oğlanı ablasıyla evde fotoğraf çektirirken gördüm. Kafasının üzerinden tavşan hareketi yapıyordu. O Saat beynimden kaynar sular döküldü. Nasıl kıydım bilemiyorum. Zavallı yavruma bir tokat geçirdim görseniz “ne vicdansız adam ” derdiniz. Yavrum bir şaşırdı, sormayın. Ki, ben çocuklarıma bu güne kadar bir fiske dahi vurmuş değilim. Hanım mutfaktan koştu geldi. Bu pısırıklık, bu korkaklık nasıl içimde yer etmiş anlayın artık Tir tir titriyorum. Tokat’ın açısından çok beklemediği bir şey oluşu canını yaktı yavrumun… Öyle şaşkın. O ne biçim hareket eşşekoglu eşşek? Ha, ne biçim hareket?
Diyerek tekrar yürüdüm üzerine.
Elim havada, ikinci bir tokat atmak üzereyim.
..Ne oldu ki baba? Şaka yaptıydım.
O da elini kaldırmış, başını korumak üzere siper vaziyetinde.
…Hayvanın dölü. Nerden öğreniyorsun böyle hareketleri? Sen bizim başımızı belaya mı sokacan? Terörist mi olacan sen ha, terörist mi?
Bu en etkili sözcükle yüzüne sağlı sollu 2 tokat daha indirdim.
..Dur herif, dur! Manyak mı oldun nedir? Ne teröristi ya,ne teröristi?
Aramıza giren hanım ve ablası ile sakinleşecegime, ters etki yapıp daha da patlamama sebep olmuşlar. Masa üzerinde bulduğum bir kül tablasını tuttuğum gibi kafasına doğru fırlatıyorum. (Bu arada dikkatinizi çekerim. Biricik yavrumun kafasından söz ediyorum.)
Sinirle ağlayarak, evet resmen ağlayarak söylenmeye başladım
…hayvan. hayvan oğlu hayvan.ben size 50 kere demedim mi bir birinize hareket cekmeyeceksiniz diye? Ha? Salaklar sizi.
Hanımın sesi,olayı ortmekle ilgili.
…bir şey yapmadı çocuk. Tavşan yapıyordu ablasının arkasından,..
Ben gösteririm ona tavşanı. O, iki parmak havaya kalkınca sen tavşan dersin, başkası zafer işareti olarak görür. Derler bu çocuk terörist. Bilmezler bu çocuğun aptal olduğunu. Adam zannederler de bir güzel benzetirler. Ondan sonra polisti, mahkemeydi uğraş dur işin yoksa.
…Ben hepinize söylemedim mi, ellerinizle konuşmayacaksınız diye, Allah ağız vermiş. varsa bir derdiniz ağzınızla anlatacaksınız. Bu kürt işareti Bu Türk işareti, bu müslüman işareti, bu bilmem ne işareti.
Derken havaya kaldırdığım elimle de sembolleri tanıtıyorum. Ve işareti yapıyorum, kurt başı yapıyorum, 4 rakamı yapıp sembolleri tanıtıyorum. Sonra çaresizlikle mırıldanarak gibi daha sakin bir sesle, zaten bizim yıldızımız düşük.
Birimize bir şey olsa bizim başkaları gibi koşanımız, ugraşanımız olmaz. Kalırız bir başımıza, n olur çocuklar n olur, siz sağır dilsiz değilsiniz. İşaret diline ihtiyacınız yok. Şakanızı da konuşarak yapın. Gözle görülür bir işareti açıklayamaz, inkar bile edemezsiniz. Ama yanlış bir şey söyleseniz de onun inkarı vardır. Yanlış anladın der çıkarsınız. Çekilen bir resmin neyini inkar edebilirsiniz ki?
İşte ben böyle büyüttüm çocukları beyefendi, Bilmiyorum belki de yanlış yaptım. Onları da kendi korkaklığıma ortak ettim. Ve hiç bir zaman bu kuralın dışına çıkmadım. Uzun lafın kısası, Hayatım boyunca kendi halinde bir esnaf olaraktan kılık kıyafetin de, dükkanın da herhangi bir sembole yer vermeyen, sosyal medya hesapları kapalı biriyim. Devletin resmi bayramları hariç 1 mayıs, nevruz gibi toplumsal bayramlardan uzak duran, benim gibi bir adamdan bir oğlu ölüm orucuna yatmış, diğeri yurt dışına kaçmış, sözde gazeteci amcası bilmem neden işten atılmış, kulağı küpeli, vücudu kara yolları haritası gibi dövmeli anarşist kılıklı oğlunuza kız istemeye nasıl cesaret ettiniz anlamıyorum.
Korkaklığımın en çaresiz haliyle şimdi size elimi bas parmağımı diğer parmaklarımın arasından geçirip uzatsam yerden göğe kadar haklı olurum di mi ama?
Metin Turanlı
kaynak: https://optisyeninsesi.com/isimdeyim-gucumdeyim-korkak-esnaf/