İşbir Optik: Tahsin Yazıcı ile Röportaj
17 Haziran 2020 Çarşamba
Tahsin bey öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz için şahsım ve optisyence adına teşekkür ederim.
1-) İlk önce sizi tanımayan takipçilerimiz için kısaca, Tahsin Yazıcı kimdir? Eğitim ve iş hayatı vb. konularda kendinizi tanıtır mısınız?
1977 Karabük doğumluyum. 2001 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünden mezun oldum. Aynı zamanda Üsküdar Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu Optisyenlik bölümü 2. sınıf öğrencisiyim.
Profesyonel iş hayatına, 2004 yılında Novartis İlaç firmasında Tıbbı Mümessil olarak başladım. 2011 yılından beri İşbir Optik A.Ş’de Pazarlama, Satış ve Eğitim departmanlarında görev aldım. Halen, Eğitim ve Medikal Ekip yöneticisi olarak devam etmekteyim.
2-) Takipçilerimizin en merak ettiği konuların başında optik mesleğinin bir parçası, mesleki eğitim alanını seçmenizin nedeni nedir? Sizi eğitim alanına iten süreci ve bu alanın sorumluluk ile özelliklerini anlatır mısınız?
Her şeyden önce şunu belirtmek isterim bu sektörde çalışıyor olmaktan müthiş keyif alıyorum. Öğrenilecek, araştırılacak o kadar çok konu ve detay var ki hiç sıkılmıyor devamlı olarak yeni bir şeyler öğrenip, paylaşmanın heyecanını ve zevkini yaşıyorsunuz. Eğitime alanına beni en çok iten şeyin aslında daha çok bilgi öğrenme isteği olduğunu söyleyebilirim. Tabi ki paylaşmadıkça bilmenin hiç bir önemi kalmıyor. Aslında eğitime bakış açımda her zaman böyle olmuştur. Çünkü insan hayatının her aşamasında başkalarına bilgi ve tecrübelerini aktarırken, aynı zamanda, başkalarından aldığı bilgileri de kendi gelişiminde kullanmaya devam ediyor. Bu nedenle eğitimi daha çok “bilgi ve tecrübe aktarımı” olarak nitelendirmeyi tercih ediyorum.
3-) ”İşbir Optik Eğitim Müdürü” olarak firmanızda hem kendi personelinize hem optisyenlere hangi konularda mesleki eğitimler veriyorsunuz? Firmanızın bu konuda vizyonunu ve çalışmalarını optisyenler olarak merak ediyoruz.
Optik sektörü bir çok bilgiyi içinde bulunduran ve her konuda bir kişinin “uzman” olarak nitelendirilemeyeceği kadar büyük bir sektör aslında. İşbir Optik tam da bu nedenle kurulduğu günden bugüne sektörün en büyüğü olarak devam etmekte. Optik sektörü ile ilgili hemen her alanda kullanıcıların ihtiyaç duyabilecekleri ürünleri temin etmeyi misyon edinmiş, bu nedenle her tür gözlük camları ve cam kesme makineleri dışında, sektörde çok az bilinen “Az görenlere yardım araçları, sporcu ve koruyucu gözlükler, iş güvenliği gözlükleri, fresnel prizması gibi bir çok ürünü ihtiyaç duyanların hizmetine sunmuş durumda. Biz aslında bunu yaparak Optisyenlik müesseselerinin ana konularının yine optik sektörünün içinde kalması için de çok önemli bir rol üstlendiğimizi düşünüyoruz. Hal böyle olunca gerek çalışanlarımız gerekse müşterilerimizle bir çok alanda bilgi ve tecrübelerimizi paylaşma imkanı buluyoruz.
4-) ”İşbir Optik Eğitim Müdürü” olarak optisyenlere eğitim verirken, optisyenlerin en çok hangi konularda eksik olduğunu düşünüyorsunuz? Diğer deyişle biz optisyenler hangi konularda zayıfız. Eksikliklerimizi bilmek ve tamamlamak adına bizim için çok önemli olacak.
Genel anlamda sektör çalışanlarının şu konularda eksikleri var demenin, bu sektöre hizmet eden kişilere karşı haksızlık olacağını düşünüyorum. Bir çok değişken nedeniyle farklı bölgelerde farklı ihtiyaçlar söz konusu olabiliyor. Bu da farklı tecrübeler ve bilgi birikimi anlamına gelebiliyor. Ancak sektör olarak en büyük eksiğimizin gözlük camlarının “değerinin” son kullanıcıya yeterince anlatıl(a)mıyor olduğunu düşünüyorum. Burada en önemli etmenin gözlük camlarına yaklaşımın maalesef fiyat eksenli olmasından kaynaklı olduğunu söyleyebilirim. Fiyat yanına, güvenlik, kalite ve ihtiyaca yönelik ürün hizmeti gibi konuları da ekleyebilirsek büyük ölçüde sektörü daha ileri noktalara birlikte taşıyabiliriz.
Diğer taraftan optik sektörü için çok önemli olduğunu düşündüğüm iki konu var. Bunlardan biri Progresif camlar diğeri ise yansıma önleyici kaplamalar. Bu iki konuda hemen her gün yeni gelişmeler olmakta. Bu gelişmeleri takip etmek ve kullanıcıları ihtiyaçlarına göre yönlendirebiliyor olmak son derece önemli. Benim öncelikli önerim bu konularda gelişmeleri sürekli takip etmeleri ve bilgi düzeylerini güncel tutmaları olacaktır.
5-) Şuan Türkiye’de yılda ortalama 3000 optisyen mezun olduğu biliniyor ve her gecen gün mezun çoğalıyor. Dolayısıyla optisyenler sadece mesul müdür olarak çalışmakta istemiyorlar. Optik mümessil, eğitimci optisyen gibi alanlara yönelmeye çalışıyorlar. Bu konuda Uzman Eğitimci olarak: Eğitimci optisyen olmak isteyen optisyenler nelere önem vermeli? Nasıl bir yol haritası çizmeli ve bu konuda tavsiye – önerileriniz nelerdir?
Tüm optisyenlere öncelikli önerim, öğrenme sürecinin hiç bitmeyeceğini baştan kabul etmek olacaktır. Tüm mesleklerde olduğu gibi bizim mesleğimizde de her geçen gün yeni bilgiler yeni gelişmeler olmaya devam etmekte. Bunları takip etmemiz mesleğimizi en iyi şekilde icra etmemiz son derece önemli. Aynı zamanda doğruluğundan emin olmadığımız bilgileri paylaşmamız, başkalarına anlatmayın. Maalesef geçmişten gelen yanlış aktarımlar nedeniyle sektörümüzde bu tarz söylemler çok olmakta. Aynı konuyla ilgili farklı bilgilerin dolaşıyor olması sektör imajını zedelediği gibi, kullanıcılarda da güvensizlik oluşmasına sebep oluyor.
Diğer taraftan, biraz araştırma yaptıklarında sektörümüzde çok değerli ve bilgilerini paylaşmaktan mutluluk duyan bir çok temsilcimiz bulunduğunu göreceklerdir. Onlar iletişime geçmekte tereddüt etmemelerini öneririm.
6-) Son olarak optik sektörü hakkında veya optisyenlere söylemek istediğiniz genel bir şeyler var ise söyleyebilirsiniz.
Çok değerli ve önemli bir sağlık sektörü çalışanı olduğumuzu vurgulamak isterim. Değeri o kadar büyük ki insanlar sadece eksikliğini fark ettiği zaman daha iyi anlayabiliyor.
Dünya Sağlık Örgütünün görme ile ilgili verilerine baktığımızda 2010 yılında yaklaşık 1.8 Milyar insanın Miyop olduğunu belirtilirken, bu oranın 2020 yılında 2 milyarın üzerine çıktığını görüyoruz. Şu anki veriler ışığında Dünya nüfusunun yaklaşık %40’ında düzeltilmemiş refraksiyon kusuru olduğunu söyleyebiliriz.
Düzeltilmemiş her refraksiyon kusurunun ülke ekonomisine finansal ise yükü her geçen gün artmaktadır. Şuan ki projeksiyonlar gerçekleşirse 2050 yılında 5 milyardan fazla insanın miyop olacağı beklenmektedir. Bu da sektörümüzün önemini her geçen gün arttırarak devam ettireceğini gösteriyor.
kaynak: https://www.optisyence.com/isbir-optik-tahsin-yazici-ile-roportaj/