« Haberler «

Havada alerji var

23 Kasım 2021 Salı

Bahar aylarının gelmesi ile birlikte, göz yüzeyindeki alerjik sorunlarda artış görülür. Bu nedenle, bilhassa göz alerjisi bulunan hastalar, bu aylarda göz rahatsızlıklarında artış, kaşıntı, gözlerde dolgunluk, kızarıklık ve batışma üzere göz alerji belirtilerinde artış hissetmektedirler.

Yıl boyunca göz alerjisi sorunu yaşayan hastalar ile her yıl bahar aylarında alerji şikâyetleri başlayan birçok hasta, içinde bulunduğumuz bu aylarda göz şikâyetlerinde besbelli artış hissetmektedirler. Bunun sebebi, havadaki polen ölçüsündeki artış ile birlikte, güneşin kendini göstermeye başlamasıdır. Çiçeklerin açması ve çimlerin yeşermesi ile birlikte, bu periyotta, havaya kıymetli ölçüde polen salınmaktadır. Bu polenler, havada asılı kalarak, hepimizin göz, burun ve nefes borusuna ulaşmaktadırlar. Bunun sonucunda, göz yüzeyi, burun içi ve nefes yollarında alerjik belirtiler gelişir. Bunun yanında, güneş ışınları da bilhassa göz yüzeyindeki sorunların gelişimine ve ağırlaşmasına katkıda bulunmaktadır. Tüm bunların sonucunda, alerjik hastalarda, göz ve etrafında dolgunluk, sulanma, kaşıntı, kızarıklık ve ışık rahatsızlığı gelişir. Bu belirtilerin yanında, yeniden birebir sebeplerle, burun içinde dolgunluk ve nefes almada zorlanma gelişmektedir. Bu tıp hastalarda, astım birlikteliği mevcut ise, bilhassa bu periyotta bariz öksürük ve nefes darlığı gelişebilmektedir.

Göz alerjisi bulunan hastaların, bu periyodu rahat geçirebilmeleri için, kesinlikle mevsim başlangıcında (ve hatta başlamadan önce) göz muayenesi olmalarında büyük yarar vardır. Bu çeşit hastaların, alerjik belirti ve bulgular şimdi başlamamış iken ilaç kullanmaya başlamalarının büyük yararı vardır. Zira, göz yüzeyinde başlayacak olan tepkinin önlenmesi, ortaya çıkmış bir tepkinin tedavisinden daha kolaydır. Bu sayede, bahar mevsimi (diğer ismi ile alerji sezonu) bu hastalar için çok daha rahat geçmektedir. Bu periyotta kullanılan ilaçlar, çeşitli kategorilerde olup, hastanın klinik durumuna nazaran, en hafifinden, en ağırına kadar tek başına yahut birlikte kullanılabilmektedirler. Bu ilaçlar ortasında, yapay gözyaşları, pomatlar ve antihistaminik yahut kortizonlu göz damlaları sayılabilir. Nihayetinde, alerjinin denetim altına alınamaması pek mümkün değildir ve kâfi olan tedaviye ulaşılıncaya kadar ilaç değişiklikleri ve artışları yapılabilmektedir. Klinik durum her ne biçimde denetim altına alınırsa alınsın, dönem bitimi ile ilaç sayısının ve sıklığının azaltılacak olması hastalar için memnunluk vericidir.

Alerji periyodunda göz alerji sorunu yaşayan hastaların unutmaması gereken öteki bir mevzu da, güneş ışınlarından korunma gereksinimidir. Göz alerjisi yaşayan hastaların, bu gayeyle, güneş gözlükleri ve önü gölgelikli şapkalar ile gözlerini güneşten müdafaaları kendileri için epey yararlı ve tıpkı vakitte rahatlatıcı olacaktır. Bu uygulama ise, polen mevsiminin bitmesinde sonra da, tercihen yaz sonuna kadar devam ettirilmelidir.

Göz alerji sorunları yaşayan hastaların dikkat etmesi gereken öteki bir bahis ise, alerji nedeni ile kullanılabilecek kimi ilaçların (ağızdan alınan antihistaminik ilaçlar), göz kuruluğu yaparak göz alerjisini arttırabileceği gerçeğidir. Bu nedenle, hastaların kullandıkları tüm ilaçları hakkında (özellikle antihistaminikler) göz tabiplerini bilgilendirmeleri gereklidir ve bu devirlerde fazladan yapay gözyaşı kullanmalarında yarar vardır. Aksi takdirde, alerji nedeni ile pürüzlü hale gelen göz kapak art yüzeyleri, kuru gözün de tesiri ile göz yüzeyinde çok daha fazla tahrişe neden olacaktır.

Sonuç olarak, bilhassa çiçeklerin açması ve güneşin kendini göstermeye başlaması ile, göz alerjilerinde bariz artış olabileceği unutulmamalı, bilhassa gözlerinde alerji hikayesi bulunan hastaların bu periyotta göz tabibi denetimi altında olmaları ve gözlerin güneşten korunması gerektiği unutulmamalıdır