« Haberler «

Gülder Bilda ile yazılı mülakat!

28 Mayıs 2020 Perşembe

Opak Optik Pazarlama Müdürü Sn.Gülder Bilda ile sektöre özel yazılı mülakat yaptık. İlgisinden dolayı kendisine teşekkür ederiz. 

1-) İlk önce sizi tanımayan takipçilerimiz için kısaca, Gülder Bilda kimdir? Eğitim, iş hayatı vb. konularda kendinizi tanıtır mısınız?

1974 Ankara doğumluyum. Üniversite eğitimimi Ankara’da Ortadoğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nde tamamladıktan sonra İstanbul’da iş hayatına atıldım. En başından itibaren ilgilendiğim ve çalıştığım alan Pazarlama alanı oldu. Hep yabancı şirketlerde çalıştım, hatta iş hayatımın bir döneminde Hollanda’da bir şirket kurarak tarım sektöründe de faaliyet gösterdim. Haziran 2012’den bu yana Essilor’un ortağı Opak Optik firmasında Türkiye Pazarlama Müdürü olarak görev yapıyorum. Bu arada 2018 yılında da Sakarya Üniversitesi SHMYO Optisyenlik Bölümünden mezun oldum, yani aynı zamanda da optisyenim.

2-) Takipçilerimizin en merak ettiği konuların başında optisyenlik mesleğinin bir parçası, mesleki pazarlama alanını seçmenizin nedeni nedir? Sizi pazarlama alanına iten süreci ve bu alanın sorumluluk ile özelliklerini anlatır mısınız?

Pazarlama benim için hep “sahip olduğun ürünü/hizmeti iyi tanı, artılarını, eksilerini, güçlü ve zayıf yanlarını tam belirle ve ona göre bir yol haritasıyla bu ürünü/hizmeti pazara sun” ilkesiyle yürüdü. Farklı sektörlerde görev aldım, ancak en sevdiğim, en uzun süredir çalıştığım ve en gelişime açık bulduğum sektörün optik sektörü olduğunu söyleyebilirim. Kanımca sektörümüzde, optisyen/gözlükçüler olarak yaptığımız işin tüketici nezdinde, göz hekimi nezdinde ve diğer sektörler nezdinde tam olarak neleri kapsadığı ve aslında tam olarak nasıl icra edilmesi gerektiğiyle ilgili belirsizlikler var. Bana sorarsanız, optik mağazaların ve bu noktalarda çalışanların tüketici gözündeki yeri ve değeri, istisnalar kaideyi bozmayacak şekilde, olması gereken yerde değil, optik mağazalar bir sağlık kuruluşundan, sağlık hizmeti veren bir yerden ziyade bir ticarethane olarak görülüyor. Benim ve benim konumumda bulunan diğerlerinin bence en önemli sorumluluğu, “optisyenlik, gözlükçülük gerçek anlamda nedir, faaliyet alanları nedir, tanıttıkları, önerdikleri ürünlerin özellikleri nedir, gözlük kullanıcısı veya reçetesiyle mağazaya gelen potansiyel müşteri neye ihtiyaç duyar, bu ihtiyaç nasıl belirlenir, nasıl karşılanır ve en nihayetinde, tüketicinin gözündeki “optisyen”in değeri nasıl adım adım yükseltilir” konularında destek vermek, gerekli eğitimleri planlamak ve hayata geçirmektir. Essilor’da optik müesseselerinin mesleki gelişimine yardımcı olmak adına gerçekten çok büyük kaynaklar var, her şeyden önce dünyanın en önde gelen cam üreticisi olan enternasyonel bu firmanın global bir deneyimi ve bu deneyimleri de bizler aracılığıyla paylaşma şevki var. Ben de bu paylaşımları sektörümüzle seve seve yapmayı kendime amaç edindim, 8 senedir de durmadan, usanmadan ve zevkle yapmaya çalışıyorum.

3-) ”Opak Optik Pazarlama Müdürü” olarak firmanızda hem kendi personelinize hem optisyenlere pazarlama konularda mesleki eğitimler veriyorsunuz. Firmanızın bu konuda vizyonunu ve çalışmalarını optisyenler olarak merak ediyoruz?

Açıkçası, Pazarlama Müdürü konumumda benim en sevdiğim ve en yüksek enerjiyle yaptığım işlerin en başında geliyor eğitim. Çocukluğumdan biri arkadaşlarımı oturtup onlara öğretmenlik yapmayı sevmişimdir zaten. İşin şakası bir yana, bu sektöre geldiğim ilk günden bugüne, eğitimle ilgili gidilmesi gereken güzel bir yol olduğunu gördüm, hala da bu fikirdeyim. Gerek ürün ve teknik bilgilerle ilgili, gerekse satış becerileriyle ve hitabetle ilgili verilen eğitimlerin anında yerini bulduğunu ve yapılan işe ivme kazandırdığını görüyoruz. Opak Optik olarak bizim duruşumuz “ herkes yaşadığı müddetçe öğrenmeye açıktır, öğreneceklerimiz bu dünyadan göçene kadar bitmeyecek” olduğu için, yakaladığımız her fırsatı eğitimle doldurma yolunu seçiyoruz. Aynen belirttiğiniz gibi bu eğitimler sadece iş ortaklarımız için değil, kendi satış ve pazarlama ekiplerimizin gelişimi için de planlanıyor. Hatta bu eğitimlerin en büyük çaplılarından birini, tam da pandemi nedeniyle işlerin durma noktasına geldiği Mart ortasında tamamlamış oldum, Aralık 2019’dan Mart 2020’nin ortasında kadar sahip olduğumuz 18 şubeyi tek tek gezerek, kuryesinden şube müdürüne tüm ekip arkadaşlarımıza eğitimler verdim. Bu eğitimlerin amacı, her bir ekip üyesinin yaptığı işe, pazarlamasını yaptığı ürün ve hizmete hakimiyetini sağlamak ve her birini birer “sağlık ve satış danışmanı” konumuna yükseltmek, umarım bunun sonuçlarını yılın geri kalanında hep beraber göreceğiz.

Pandemi boyunca da her hafta Zoom uygulaması ile değerli iş ortaklarımıza Covid-19 ile mücadele ve bizleri bekleyen yeni normaller hakkında online eğitimler yaptık. Her ne kadar ben eğitimin “canlı canlı” verilmesi taraftarıysam da, itiraf etmeliyim ki, mevcut şartlar beni online eğitimin de gayet verimli olabileceğine ikna etti. Haziran ayı boyunca da yine haftada bir gün bu online eğitimlere devam etmeyi planlıyoruz, her hafta farklı bir konuyla takipçilerimiz iş ortaklarımızla bir araya geleceğiz.

4-) ”Opak Optik Pazarlama Müdürü” olarak optisyenlere eğitim verirken, optisyenlerin en çok hangi konularda eksik olduğunu düşünüyorsunuz? Diğer deyişle biz optisyenler hangi konularda zayıfız. Eksikliklerimizi bilmek ve tamamlamak adına bizim için çok önemli bir konu olduğunu düşünüyoruz.

Kendim de bir optisyen olarak belirtmeliyim ki, bu alanda yürüyeceğimiz çok yol var. Öncelikle “hangi konularda eksik olduğumuz” yerine, özellikle hangi alanlarda kendimizi geliştirmemiz, donatmamız lazım ki, gerçek hayata girdiğimizde tatsız sürpriz oranını en aza indirebilelim, buna bakmamız lazım. Bence okullarımızda müfredatla ilgili geliştirmeler yapmamız gerekiyor, şöyle ki, halihazırda verilen eğitim şüphesiz ki büyük emekleri barındırıyor, ancak çoğu zaman gereğinden fazla akademik ve göz korkutucu hale bürünebiliyor. Bir optisyenin mağazada yapması gerekenler, hakim olması gereken konular çok sınırlı oranda aktarılabiliyor. Belki de bu yüzden mezunların büyük çoğunluğu maalesef mesleklerini icra etmemeyi seçiyorlar. Maalesef sektörde de yeni mezunlarla ilgili “düzeltilmesi gereken” bir imaj var. Bunun önüne geçebilmek her şeyden önce okulda başlatılması gereken bir süreci gerektiriyor. Okullarda, sektör deneyimi olan, belki de halihazırda sektörde görev yapan ve bu sayede güncel gelişmeleri, değişimleri anında öğrencilere aktarabilecek kişilerin olması bence atılması gereken en önemli adımlardan biri. Bu kişiler, mesleğin mevcut durumunu ve gelinmesi gereken yeri gayet net bildikleri için, öğrenci arkadaşlarımızı da bu yönde ilerlemek konusunda motive edebilirler. Mesela elinde reçeteyle mağazaya giren 60 yaşındaki Ahmet Bey nasıl karşılanmalı, reçetesi nasıl okunmalı, bu reçete aklımıza ne tür görme çözümlerini getirmeli, bu konular bence okul sırasında optisyen adaylarına kolaylıkla verilebilecek eğitimler. Bunun mümkün olmadığı durumlarda da iş bizlere düşüyor, biz Opak Optik olarak her sene hem optisyenlik bölümlerini ziyaret edip arkadaşlarımıza eğitimler veriyoruz, hem de onları İstanbul’daki üretim tesislerimizde ağırlıyoruz.

5-) Şuan Türkiye’de yılda ortalama 3000 optisyen mezun olduğu biliniyor ve her gecen gün mezun çoğalıyor. Dolayısıyla optisyenler sadece mesul müdür olarak çalışmak da istemiyorlar. Optik mümessil-pazarlama gibi alanlara yönelmeye çalışıyorlar. Bu konuda uzman olarak: Pazarlama alanında olmak isteyen optisyenler nelere önem vermelidir? Nasıl bir yol haritası çizmeli ve bu konuda tavsiye – önerileriniz nelerdir?

Yeni mezun optisyen arkadaşlarımızın mesul müdür olmak yerine farklı kollarda çalışmak istemelerini doğal karşılıyorum, ancak şu konu önemli: Mesul müdür olmak dışında yöneleceğiniz tüm diğer alanlarda kendinizi çoklu konularda geliştirmeniz şart. Mesela toptancı bir firmada benim yaptığım gibi Pazarlama alanını seçecek arkadaşım, her şeyden önce bir veya birden fazla yabancı dil bilmeli. Sektörümüz tamamen dışa bağımlı olduğundan, her türlü yenilik ve gelişmeyi takip edebilmek yabancı dil hakimiyetini gerektiriyor. Sektörümüz hızlı gelişen bir sektör, çok kısa süreler içerisinde, teknolojiye bağlı olarak devrimsel nitelikte yenilikler karşımıza çıkıyor, bu nedenle de bu sektörde çalışacak arkadaşlarımın “öğrenme ve araştırma isteği” 4 yaşında bir çocuğunki gibi olmalı, sürekli sormalı, araştırmalı, öğrenmeye hevesli olmalı. Tıbbi mümessillik alanı bambaşka bir uzmanlık alanı, ki bu ekibi de Opak Optik’te ben yönetiyorum, bu alanda gelişmek için arkadaşlarımızın sadece sektörümüzü değil, göz sağlığı, göz anatomisi, göz hastalıkları, görme nasıl gerçekleşir gibi tıbbi konularda kendisini fazlasıyla geliştirmesi birincil şart. Bunun yanında da mutlaka göz hekimleriyle nasıl iletişim kurulması gerekir, tıbbi anlamda son derece yetkin, bilgili ve deneyimli göz hekimlerimizle verimli bir iletişim kurmak için prezentabl, düzgün diksiyonlu ve konusuna hakim bir duruş sergilememiz lazım, bir konuyu bilmiyorsak, bilmediğimizi itiraf edecek medeni cesaretimiz olmalı. Yani sonuç olarak, gerçekten, neyi niye istediğimizi belirlemeli, ona göre yetkili kişilerden destek istemeliyiz diye bir tavsiyede bulunabilirim.

6-) Malum Covid19 sebebiyle birçok sektör gibi bizim sektörümüz de son iki aydır durgunluk yaşıyor ve bu bir çok sorunu beraberinde getiriyor. Bu konuda Opak Optik olarak iş ortaklarınıza karşı ne gibi aksiyon aldınız? Bu zorlu süreci nasıl yönetiyorsunuz.

Mart ayının ortasından bu yana iş ortaklarımızla sürekli iletişim halindeyiz. Bu zorlu süreç hepimiz için bilinmeyen bir alan, bir pandemi, global bir sorun. Bu sorundan en az hasarla çıkmanın en önemli şartı, anlayışla, iyi niyetle ve taşın altına beraberce elimizi koymaktır. Sağ olsunlar iş ortaklarımız bu konuda ellerinden geleni ardlarına koymadan işbirliği halinde çalışmaya devam ediyorlar, biz de kendilerine elimizden gelen tüm imkanları tanıyarak işin sürekliliğini sağlamak üzerine çalışıyoruz. Yaptığımız her şey, aldığımız her önlem, kısa ve orta vadede iş ortaklarımızın refahını gözetiyor, bunu gören ve destekleyenlerle de sürdürülebilir işler yapmaya devam ediyoruz. Pazarlama tarafında göz hekimleriyle iletişimi ekibim mecburen evden gerçekleştirmeye devam ediyor, onlarla da kontağı hiç kesmedik. Kısıtlamalar hafifledikten sonra da tekrar sahalara dönüp işimize devam edeceğiz.

7-) Geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan bir duyuru yaptınız. Anladığım kadarıyla firmanız EssiFIT adında yeni bir ölçüm alma uygulaması geliştiriyor. Bu yeni teknolojik gelişme sektörümüzü heyecanlandırdı. Tabi bizlerde merak ettik, bu uygulamanın özelliklerini bizlerle paylaşır mısınız?

Özellikle sosyal mesafe kuralının bundan böyle hayatımızın bir gerekliliği olacağını öngördüğümüzden ötürü, gerek ölçümlemelerde, gerekse mağazalarda müşterileri ağırlarken dikkat edilmesi gereken yeni normlar ortaya çıktı. Bu normları mağazalarında uygulayacak olanlar kazançlı olacak ve müşterilerinin güvenini arttıracak. Bu konuda Essilor Opak Optik olarak “alınması gereken Covid-19 önlemleri” üzerine posterler hazırladık ve müşterilerimizle paylaşmaya devam ediyoruz. Aslına bakarsanız, bu yeni ölçü alma uygulaması da bu önlemlerin pratik bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Hem Android, hem de IOS işletim sisteminde çalışan bir uygulama olan EssiFit (büyük ihtimalle ticari adı dijital yaşamı çağrıştırması açısından DigiFit olacak), çok basit birkaç komut ve çerçevenin üzerine yerleştirilen bir klips sayesinde, sağ ve sol pupilla mesafelerini ve sağ ve sol montaj yüksekliği ölçümlerini son derece keskin bir biçimde alabiliyor. İşin en güzel tarafı, bu ölçümü sağlıklı yapabilmek için mesafenin en az 1 metreyi bulması gerekli, ki bu da zaten sosyal mesafe kuralını karşılıyor. Kullanması son derece kolay bir uygulama, Google Play veya Apple Store’dan indirmek ve Opak Optik ilgili şubeden kullanım bilgilerinin alınması yeterli olacak. DigiFit Haziran ayı içerisinde optisyenlik müesseseleriyle buluşmaya başlayacak.

6-) Son olarak optik sektörü hakkında veya optisyenlere söylemek istediğiniz genel bir şeyler var ise söyleyebilirsiniz.

Mesleğimiz özünde son derece saygın, uzmanlık gerektiren ve insan hayatında çok önemli bir yeri olan “görme duyusu”na hitap eden bir meslek. Her işte olduğu gibi, severek yapıldığında çoğalan, gelişen ve verimi artan bir işimiz var. Yurt dışındaki meslektaşlarımızla kendimizi kıyasladığımızda gelişmeye açık çok yönümüz var, yürünecek çok yolumuz var. Emin olabilirsiniz ki, Opak Optik olarak, yürüdüğümüz bu yolda sektörümüze maksimum katkı için elimizden geleni ardımıza koymadık, inançla ve azimle yürümeye, kendimizi ve sektörümüzü geliştirmeye yılmadan devam edeceğiz. Unutmayalım ki, değişmeyen tek şey, sürekli değişeceğimiz, değişmemiz gerektiğidir. Kendimizi gelişmeye, öğrenmeye açık tutarsak, bilgi talep edersek, hevesli öğrenciler olursak, ne bizim, ne de sektörümüzün sırtı yere gelmez diye inanıyorum.