Gözlük kullanımı ve özgüven!
26 Mayıs 2020 Salı
Ergenlik dönemi için kesin bir yaş grubundan bahsetmek mümkün değildir. Ancak ülkemizde kızlarda 10-12, erkeklerde 12-14 yaşlarında başladığı kabul edilebilir.
Özge TUNCER
İnci Meltem ATAY
Umut GÖK BALCI
Nurdan TEKGÜL
Kurtuluş ÖNGEL
Çalışma, kesitsel tanımlayıcı anket çalışmasıdır. Araştırma, Isparta merkezinde bulunan 41 ilköğretim okulunda, 7. Sınıfta okuyan 2795 öğrenciden 2676’sının katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, sosyo demografik veri formu ve Pierss-Harris Öz-Kavram Ölçeği ile elde edildi. İstatistiksel değerlendirmeler; yüzde analiz, t-testi ve anova testi ile gerçekleştirildi.
BULGULAR
Araştırmaya katılan, 7. Sınıfta okuyan 2676 öğrencinin %84,5’i (s:2262) gözlük kullanmamakta olup, % 15,5’i (s:414) gözlük kullanmaktadır. Adolesanlar arasında, okuldaki derslerini iyi olarak algılayanların %16,6’sı, derslerini orta olarak algılayanların %12,7’si, derslerini zayıf olarak algılayanların %16,4’ü gözlük kullanmaktadır.
KLİNİK ARAŞTIRMA
Ergenlik bir bunalım çağı olarak adlandırılır ve ergen ne tam bir çocuk ne de tam bir yetişkindir. Fiziksel değişikliklerin yanı sıra psikolojik değişikliklerin de olduğu, çevresine özellikle de ailesine karşı eylemler, duygusal taşkınlıklar ve tedirginlik halleri görülebilir.
Araştırmada değerlendirilen öğrencilerin %84,5’i gözlük kullanmamakta olup, %15,5’i gözlük kullanmaktadır.
Davranış ve rahatlık, zihinsel ve okul durumu puanları gözlük kullananlarda, gözlük kullanmayanlara göre yüksek olup, fiziksel görünüm puanı ise gözlük kullanmayanlarda daha yüksek olarak bulunmuştur.
Ergenlik döneminde gençlerin önemli uğraş alanlarından birisinin bedenleri olduğu ve çoğunun da bedenlerine yönelik hoşnutsuzluklar ifade ettikleri ortaya konulmuştur (10). Çocuk ve ergenlik döneminde görünüm ve çekici olmak yüksek özgüven duygusuna sahip olmak için önemli bir etkendir. Daha önce yapılan araştırmalarda da çocuklarda ve ergenlerde tekerlekli sandalye kullanma, kol veya bacağını kaybetmiş olma, şişmanlık ve yüzde şekil bozuklukları gibi görünümü etkileyen fiziksel engellerin özgüven gelişiminde önemli olduğu saptanmıştır (11). Özellikle çocuk ve ergenlik döneminde dış görünümde önemli bir etken sayılabilecek gözlük takma ve özgüven ilişkisi ile ilgili yeterli sayıda çalışma olmadığı görülmektedir. Terry ve arkadaşları ilk gözlük takmanın çocukluk döneminde veya erişkin döneminde olmasının ilk gözlük takmanın ergenlik döneminde olmasına göre özgüveni daha olumsuz etkileyebileceğini, gözlük takan çocuklarda ergenlere göre sosyal alanda daha çok sorun yaşanabileceğini bildirmişlerdir.
Terry ve arkadaşlarının yapmış olduğu diğer bir araştırmada, görme bozukluğu olan 10-13 yaşlarında gözlük takan ve lens kullanan ergenlerin özgüven düzeylerini karşılaştırdıklarında ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulamamışlardır. Toros ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada öz-kavram düzeyleri açısından gözlük takan ve takmayanlarda gruplar arası farklılık olmamasına karşın, gözlük takanlarda kaygı düzeyinin daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Anne, babaların çocuğuna karşı olumlu tutumu ve aralarındaki sağlıklı ilişkiler çocuğun gelişiminde önemli rol oynar. Annenin ve babanın eğitim düzeyi yükseldikçe, çocuğuna karşı tutum ve davranışlarının da olumlu yönde değiştiği düşünülebilir. Anne, babanın eğitim düzeyi yükseldikçe çocuğuna karşı demokratik tutum içerisinde yaklaşması, sahip oldukları çocukların benlik ve umut düzeylerini yükseltmesi beklenebilir.
Toros ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada, gözlük takan ergenlerin anne ve babalarının eğitim düzeylerinin daha yüksek olduğu, çalışan anne oranının gözlük takan ergenlerde daha fazla olduğu tespit edilmiştir.Yapılmış olan bu çalışmada da gözlük takanlarda annelerinin ve babalarının eğitim düzeyi gözlük takmayanlara göre daha yüksek bulunmuştur (p<0,05). Annelerinin mesleği memur olan ergenlerin ev hanımı ve özel sektörde çalışanlara göre gözlük takma oranı daha yüksek tespit edilmiş (p<0,05). Bir devlet kurumunda çalışan, düzenli ekonomik geliri olan kadınların kendilerine duydukları öz saygı düzeylerinin yüksek, çevrelerine verdiği güvenin daha olumlu ve bu kadınların daha umutlu olduğu düşünülürse; bu tip bir anneye sahip olan çocuğun da annesinin yaşadığı bu olumluluklardan etkilenmesi olağandır. Annesinin işsiz olması, herhangi bir ekonomik gücünün olmaması, kadının kendisine duyduğu benlik duygusunu ve umudunu olumsuz etkileyecektir. Bu olumsuzluklara sahip annelerin çocuklarının umut düzeylerini etkileyebileceği söylenebilir. Ergenlerin babalarının mesleği memur olanların; esnaf, özel sektör ve işsiz olanlara göre gözlük takma oranı daha yüksek tespit edilmiştir. Bu da eğitim düzeyi yüksek çalışan ebeveynlerin, sosyal imkanlar ve ekonomik şartlar açısından, çocuklarının sağlıklarıyla ilgili duyarlılıkları açısından diğer ebeveynlerden farklı olduklarını düşündürmektedir.
Ergenler aile yapılarına göre incelendiğinde; çekirdek aileye sahip olanların %15,9’u gözlük kullanırken, geniş aileye sahip olanların %8,7’si gözlük kullanmakta; parçalanmış aileye sahip olan adolesanların ise %15,3’ü gözlük kullanmaktadır. Çekirdek ve parçalanmış aile arasında çok fark olmamasına rağmen, geniş aileye sahip ergenlerin gözlük takma oranı daha düşük olarak tespit edilmektedir. Ergenlerin ekonomik durumu iyi olanların düşük olanlara göre gözlük takma oranı daha yüksek tespit edilmiştir. Çok çocuklu, aile bireylerinin kalabalık olduğu, ekonomik düzeyin düşük olduğu ortamda çocukların bireysel ihtiyaçları ya da sağlık sorunları ihmal edilebilmektedir. Geniş ailede yaşayan ergenlerin gözlük takma oranının düşük olması, göz kusurunun ihmal edilmesinden kaynaklanabilir.
Ergenlerin okuldaki derslerini iyi olarak algılayanların %16,6’sı, derslerini zayıf olarak algılayanların %16,4’ü, derslerini orta olarak algılayanların %12,7’si gözlük kullanmaktadır. Bu durumda ders çalışmak ve başarılı olmak ile gözlük takma arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir. Derslerini iyi olarak algılayanların orta olarak algılayanlardan daha yüksek oranda gözlük takması kitap okumak ve ders çalışmak gibi derslerin iyi olmasına katkı sağlayacak aktivitelerin gözü yorduğu düşünülebilir. Ancak derslerini zayıf olarak algılayanların gözlük takma oranının yüksek olması bu durumla açıklanamaz.
SONUÇ
Sonuç olarak; çalışma değerlendirildiğinde; gözlük takmanın sosyodemografik değişkenlerle, özgüven eksikliğiyle ilişkili olabileceği ve bu nedenle gözlük takan çocuk ve ergenlerin ruhsal açıdan daha iyi değerlendirilmeleri ve gereken desteğin verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Gözlük takan ergenlerin cinsiyet ve yaşa bağlı olarak öz kavramlarının nasıl ve ne şekilde etkilendiği de yeni araştırmalarla literatüre ışık tutacaktır.
KAYNAKLAR
1. Öner N. Piers-Harris’in Çocuklarda Öz-Kavramı Ölçeği El Kitabı, Türk Psikologlar Derneği: 2005; Ankara.
2. Bacanlı F. Mesleki Grup Rehberliğinin Benlik ve Meslek Kavramlarının Bağdaşımına Etkisi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi 2003; 35: 336-59.
3. Pişkin M. Özsaygı Geliştirme Eğitimi, (edt: Kuzgun Y.) İlköğretimde Rehberlik, Nobel Yayınları: Ankara, 2000;95-123
4. Bhugra D. Self-Concept: Psychosis And Attraction of New Religious Movements, Mental Health, Religion & Culture, 5, 3, London, 2002; 239-52, Taylor and Francis Group.
5. Yörükoğlu A. Gençlik çağı. İstanbul: Özgür Yayınları, 2000; 20-135.
6. Kuzgun Y. Meslek danışmanlığı. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım 2000; 75-125.
7. Suner FE. Farklı Liselerdeki Ergenlik Benlik Saygısı Akademik Başarı ve Sürekli Kaygı Düzeyleri Arasındaki İlişki. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi; 2000.
8. Onur B. Gelişim psikolojisi. Ankara: İmge Yayıncılık, 2008; 75-300.
kaynak: https://optisyeninsesi.com/gozluk-kullanimi-ve-ozguven/