Glokom, göz içinde üretilen sıvı basıncının görme sonuna ziyan verebilecek seviyede yükselmesi nedeniyle görme hududunun giderek zayıflamasına ve görme kaybına yol açan önemli bir hastalıktır. Halk ortasında göz tansiyonu ve karasu isimleriyle da bilinen glokom bilhassa ileri yaşlardaki değerli bir körlük nedenidir. Tedavi edilmezse görme kaybına neden olabilir. Tüm dünyada en sık kalıcı görme kaybı nedeni olup milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığıdır.

Gözün içinde ön tarafta, dokuları beslemek için dolaşan bir sıvı bulunmaktadır. Bu sıvı göz içindeki hücreler tarafından üretilir. Üretilen sıvı minik delik ve buna bağlı kanallardan göz dışına atılır. Birtakım gözlerde bu kanallardaki tıkanıklık nedeniyle dışarı atılamaz ve göz içi basıncı yükselir.

Glokom; kırk yaşın üzerinde yaklaşık olarak her 40 şahıstan 1'inde görülür ve hastalığın ortaya çıktığı 20 şahıstan 1'inde her iki beğenilen kalıcı görme kaybına, yani total körlüğe neden olur. Toplumda 40 yaş üzerinde %2, 60 yaş üzerinde %10 oranında görülür.Bebeklik (konjenital glokom) ve çocukluk çağlarında görülen tipleri de vardır.

Optik hudut olarak bilinen görme sonumuz elektrik ileten kablolara benzemektedir. İçinde binlerce lif bulunmaktadır. Her lif beyefendisine görmemizi sağlayan bildiriler iletmektedir. Glokom bu liflere ziyan vermekte ve görme alanımızda kör noktaların oluşmasına neden olmaktadır. Beşerler bu kör noktaları çok ileri düzeylere ulaşana kadar fark etmemektedir. Tüm hudut hasar görünce körlük meydana gelir

Göz, ön ve art segment olarak iki kısımdan oluşur. Bu iki kısmı birbirinden ayıran yapı lenstir. Ön segment de tekrar ön ve art kamara olarak iki kısımdan oluşur. Bu iki kısmı ise iris dediğimiz gözün renkli katmanı ayırır. Ön kamaranın önünde ise kornea bulunur.Bu kısım aköz denilen su üzere bir sıvı ile doludur. Aköz sıvısı olarak bilinen göz içi sıvısı lensin ilişki noktalarının yakınındaki silier cisimden salgılanır, lensin ön yüzeyinden akarak ön kamaraya gelir. Burada lens ve korneanın beslenmesini sağlar. Ayrıyeten gözün halini oluşturacak basıncı meydana getirir. Bu basınca göziçi basıncı (GİB) denir. Görmenin korunması için bu basıncın belirli hudutlar içinde korunması kaidedir.

Üretilen göz içi sıvısı göz bebeğinden ön tarafa gelip iris ile korneanın birleşim yerindeki açıda trabeküler ağ denilen yapıdan süzülür. Devamlı bir sıvı döngüsü vardır. Bu döngü, göz bebeğinden geçiş esnasında ya da trabeküler ağ ve sonrasında engellenecek olursa GİB yükselmeye başlar. Artan basınç görme sonunun göze giriş yerine baskı yaparak sonları öldürür

Olağan seviyesi 10-20 mm Hg civa basıncı ortasındadır. Glokom hastalığı olan gözlerde çoklukla bu kıymet 20 mm Hg civa basıncı üzerine çıkmaktadır. Bununla birlikte gözü sağlıklı olup göz tansiyonu 20 mm Hg üzerinde olan şahıslar görüldüğü üzere, göz tansiyonu 20 mm Hg.nın altında olup göz hududunda harabiyet olan ve tedavi edilmesi gereken bireyler de vardır. Yani göz içi basınç pahası hastalık tanısı için tek kriter değildir. Göz tansiyonu olağan ölçülen ve göz sonu hassas olan bireylerde de glokom hastalığı görülebilir.