Çankaya Noteri
23 Aralık 2019 Pazartesi
Siyasi terminolojiye merhum Süleyman Demirel tarafından kazandırılmış betimle olup önüne konulana imzayı yapıştıran mealinde bir yakıştırmadır.
Alacağı kararlarla bağlayıcı yaptırım gücüne sahip meslek birliklerinin irtibat ofisi niteliğindeki bölge odalarının görevi; Birlik Merkez Yönetim Kurulu kararlarının kendilerine tebliği sonrası uygulanması istenilenleri yetki ve sorumluluk alanındaki üyelerine iletip “denetleyen” olmaktan ibarettir.
Kısaca “Bölge Oda yöneticileri” siyasi yakıştırmada olduğu gibi tipik bir “Çankaya noteri” görevi üstlenecektir.
Geleneklerimizde “Baş ol da istersen soğan başı ol” sözü özellikle taşra da büyük önem arz eder.
Yapılan bir araştırmada ülkede yaklaşık 6,5 milyon “Başkan” olduğu bulgusuna ulaşılmış!…
www.hurriyet.com.tr/ekonomi/turkiye-nin-6-milyon-baskani-var-173865
Nüfus ortalamasına göre her 10 kişiye 1 Başkan düşen ülkemizde Başkan yardımcısı, genel sekreter, sayman, denetçi, temsilci vs vs görev tanımları da dikkate alındığında bu ünvanları üstlenecek yeterli kişi sayısı bulunamadığından kimi zaman benim gibi birçok kişinin birçok ünvanı üstlendiğine de şahit olmaktayız.
Devlet protokolünde bu makamlardan kimisi önemine ya da şöhretine göre yer bulmaktadır.
Bu salt bizim ülkemize ait bir durum değildir. Yabancı ülkelerde de bu ünvanlara sahip kişiler “VİP” yani “Very Important Person” olarak değerlendirilir, Resmi erkânda ve cemiyetlerde ayrıcalıklı yer bulur.
Ülkemizde Türkçe karşılığı “Çok Önemli Kişi” olup, bunların içinde ün salmış meşhur, çok tanınmış kişiler ise “Çok Ünlü Kişi” olarak tanımlanır.
Dolayısıyla Oda seçimlerinde verilen mücadelenin amacı genelde “koltuktur”
Hiçbir “ÇÖK” adayı kendi yeterliliğini liyakata dayalı sorgulama gereği duymaz.
Liyakatin avamlığa yenik düştüğü ülkemizde, gücünü cahil cesaretinden alanların tahakkümü hakim kılınmıştır. Bunun güncel karşıtlığı ise tartışmaya açılan “atanmış üniversite rektörlerinin sahip olduğu vasıflar” olarak örneklenebilir. www.yeniasya.com.tr/egitim/68-rektorun-uluslararasi-arastirmalarda-aldigi-atif-sayisi-sifir_508294
Geçici Birlik Merkez Yönetim Kurulu yayınladığı son açıklamasında üye aidatlarının hesaplamasındaki mali gerekçeleri açıklarken bölge odalarının kurgulanma kriterinin arkasında yatan gerçek amacı sorgulama cesaretini zamanında yani işin başında gösterebilseydi, dikkat çektiğim hususları kulak arkası etmeselerdi, önder belledikleri “kılavuzun” peşine mutlak itaatle takılmasalardı bugün burunları güzel kokulu çiçekleri kokluyor olacaktı!..
Türk Optisyenler Birliği yönetmeliği kendilerinin de zımnen kabul ettiği gibi maalesef “bürokratik bir arpalık” olarak kurgulanmıştır. “Çakar” başlıklı yazımda bu konuya değinmiştim. https://optisyeninsesi.com/cakar-hakan-ertunk
Geçmişte Ahbap-Çavuş ilişkisine dayalı bir omurga üzerine inşa edilmeye çalışılan bu “hantal” yapı ne yazık ki optisyenlerin üzerine yıkılmış mali bir kambur olarak hayatını sürdürecektir.
Türk Optisyen Birliğinin bu kamburdan kurtulması neredeyse imkansızdır zira ÇÖK-ÇÜK hırsı aklıselimin daima önüne geçecek ve hatta seviyesiz erk mücadelelerinin yaşanmasına neden olacaktır.
Her karanlığın sonu aydınlanmadır!
Genç optisyenlerin deneyimsizliğinin, tecrübesizliğinin ve yetersizliğinin sebebi; kendini deneyimli, tecrübeli ve hatta farkında olmadığı yetersizliği ile bilge/duayen sananların yarattığı kuraklıktan kaynaklanmaktadır.
Genç optisyenler cesaretlerini toplayıp hata yapmaktan korkmayarak, yapacakları hatalardan ders çıkararak, sağlanamayan ortak mesleki dili oluşturarak, mesleki etik kuralları ve adil çalışma koşullarını sil baştan kurgulayarak, optisyenliğin hak ettiği yöne evrilmesinde ve saygınlığına kavuşturulmasında önemli güç olduklarının bilinciyle iş birliği yaparak bu köhne yönetim zihniyet tahakkümünden çıkışın ışığını yakabilirler.
Güneşin sana ulaşmasını istiyorsan gölgeden çık. “Konfüçyus”
Saygılarımla,
Hakan Ertunk
Gözlükçü
kaynak: https://optisyeninsesi.com/cankaya-noteri