« Haberler «

Bir duruştur Çanakkale

21 Mart 2022 Pazartesi

18 Mart Çanakkale Zaferini ve Şehitlerimizi Anma Günü

Saygıdeğer meslektaşlarım,

Hepimizin taktir edeceği gibi,18 Mart Çanakkale zaferini ve Şehitlerimizi anarak geçiştireceğimiz bir gün olmadığını, iki yıl süren bu meşakkatli süreçte tüylerimizi diken diken eden birçok farklı dramatik hikâyeye de tanıklık etmiştir. Bu nedenle yeniden hatırlamamamız ve unutmamamız adına bu yazıyı kaleme alma gereksinimini duydum.

18 Mart Çanakkale Zaferini ve Şehitlerimizi Anma Günü olarak kutladığımız bu milli gün, 27.06.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4768 Sayılı Kanun kapsamında 18 Mart tarihini Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma, 19 Eylül tarihi ise Gazilerimizi Anma Günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Şehitlerimizi ve gazilerimizi unutmayan TBMM’sine teşekkürü bir borç biliyorum.

Birinci Dünya Savaşı sırasında ülkemizin bütünlüğüne ve bağımsızlığına karşı İtilaf Devletleri 3 Kasım 1914 tarihinde savaşı başlatmış, 19 Şubat 1915 tarihinde denizden ilk saldırıları gerçekleşmiş ve 18 Mart 1915 tarihinde ise büyük saldırıya geçmişlerdir. Bu saldırıya karşı, denizcilerimizin göstermiş olduğu üstün askeri başarının büyük bir zaferle sonuçlandığına tüm dünya şahit olmuştur.

Ancak, “Çanakkale Geçilmez” olarak da adlandırdığımız bu büyük zafer, sadece denizcilerimizin göstermiş olduğu askeri başarı ve kahramanlıklarıyla elde edilmemiştir. İtilaf Devletlerinin hüsrana uğrayarak kaybettikleri deniz savaşının hemen akabinde başlattıkları kara savaşlarında askerlerimizin göstermiş olduğu askeri deha, üstün başarı ve kahramanlıklarıyla elde edilerek kazanılmıştır bu büyük savaş.

Çanakkale kara savaşlarının başlangıcı sayılan ve tarihe altın harflerle kazınan 25 Nisan 1915 pazar günü tarihi aynı zamanda Kurban Bayramımızın da ilk günüdür. 628 askerimizden oluşan 57. Piyade Alayı siperlerinde Kur’an okuyup birbirleriyle bayramlaşmış ve kendilerinden beş kat daha fazla sayıya sahip Anzak askerlerinin başlatmış olduğu çıkartmaya karşı emir bekliyorlardı.

Askeri dehaya sahip olan ve 57. Piyade alayını hazırlayan komutan Yarbay Mustafa Kemal (ATATÜRK) kendisine emir gelmemesine rağmen, çıkartmanın yapıldığı yere yakın olan 57. Piyade Alayına, “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimizi başka birlik ve komutanlar alacak!” emrini vermiştir. 57. Alay emre aynen uymuş, ölüme koşarak giden ve büyük bir kahramanlık örneği göstererek taarruzu püskürtmüş ve Anzak askerlerini geri çekilmek zorunda bırakmıştır.

Ancak, 26 Nisan 1915 Pazartesi günü Yarbay Hüseyin Avni Bey de dahil olmak üzere 57. Alayı oluşturan 628 askerimizin tamamı şehit olmuştur.

Bu kahramanlık destanını yazan askerlerimizin anısına Türk Ordusunda 57. Alay bulunmamaktadır. 57. Alay, Dünya üzerinde en çok madalyaya layık görülen alaydır. Dünyanın en kahraman Alayı olarak kabul edilmektedir.

Çanakkale deniz ve kara Savaşları, 1914-1916 yılları arasında, Deniz ve kara askerlerimizin kahramanlıkları sayesinde verdiğimiz 252.000 şehidimizle kazanılmıştır.

Kaybettikleri Savaş sonrası, Winston CHURCHİLL tarafından tarih sayfalarında yerini alacak şu ifadelere yer verilmiştir.

Şu anda mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm!.. Oldukça mutluydum, umutluydum. Daha düne kadar Çanakkale bizimdir! Diyordum. Çünkü bu savaşı kazanmak için; askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik. Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız… MUSTAFA KEMAL’I… Bağrımda İngiliz gururu olmasa, TÜRKLERİ alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.

Mehmet Akif ERSOY’ un Çanakkale zaferi ve Şehitleri için yazmış olduğu tüyleri ürperten şiiri

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayasızca tahaşşüt ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- “bu: bir Avrupalı! “
Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvam-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşına da,
Ostralya’yla bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sade bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…
Hani, tâ’ûna da züldür bu rezil istila!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise, hakkıyla sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize afetti o yüz…
Medeniyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra melundaki tahribe müvekkel esbap,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harap.
Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o Arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağım,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağanak sağanak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o namert eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister ne siner hasmından;
Alınır kala mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına ram?
Çünkü tesis-i İlâhî o metîn istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
Bu göğüslerse Huda’nın ebedî serhaddi;
“O benim sun’-i Bedii’m, onu çiğnetme” dedi.
Asım’ın nesli…diyordum ya…nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi…
Bedri’n Arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitap…
Seni ancak ebediyetler eder istiap.
“Bu, taşındır” diyerek Kâbe’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyla,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, (4)
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecri ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehli-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Selâhaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…
Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, asara gömülsen taşacaksın…Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat…
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber.

Ayrıca, bugün ziyaret ettiğimiz Çanakkale Şehitler abidesinin hazin hikayesine bakalım. 1943 yılında Millî Savunma Bakanlığı tarafından Çanakkale Şehitler Abidesi yarışması düzenlenmiştir. 1944 yılında yarışmaya 37 proje katılmış ve yarışmayı İstanbul Üniversitesi öğrencileri olan Feridun KİP, Doğan ENGİNBAŞ ve İsmail UTKULAR’ın projesi kazanmıştır. Ancak mali imkansızlıklar nedeniyle uzun yıllar proje hayata geçirilemedi. Çanakkale Şehitleri Abidesi İnşaatına Yardım Komitesi’nin yaptığı yardım çağrısı, büyük bir yardım kampanyasına dönüştü. İnşaatın temeli 17 Nisan 1954’te atılmıştır. Abide inşaatı aylar sonra inşaatta kullanılan malzemelerin bozuk ve kalitesiz olduğunun tespiti üzerine durmuş ve ihale feshedilmiştir.

Yeniden ihale edilen inşaatın 1958 senesi temmuz ayında bitmesi kararlaştırılmıştı. Ancak duraklama döneminde personel maaşları ödenmiş ve inşaat malzemelerinin fiyatları artmış olduğundan halktan toplanan yardım paraları 1957’de bitmiştir. Milliyet Gazetesi yazarları, Çanakkale Şehitleri Abidesi’nin bitirilmesi için 18 Ocak 1958 tarihi itibarıyla ülke çapında bir yardım kampanyası düzenlediğini duyurmuştur.

İşte bu yardım kampanyası duyurusunda bir sanatçı sorumluluğunun bilinciyle devreye 24 Eylül 1996 yılında vefat eden sanat güneşimiz merhum Zeki MÜREN girmiştir. Ülke genelinde abide için konserler vermeye başlamış, şehir şehir dolaşarak düzenlediği konserlerden elde edilen geliri, abidenin tamamlanması için Çanakkale’ye göndermiştir. 100 bin liralık bir yardım toplama hedefiyle başlayan kampanya Sanat Güneşimizin katkılarıyla 18 Mart 1958’de 1 milyon 686 bin 251 liralık hasılatla tamamlanmıştır. Yüksekliği 41,7 metre, ayaklarının genişliği 7,5 metre olan Şehitler Abidesi’nin, 62,5 metrekarelik alanda yer alan Abidenin gövde inşaatı, 18 Eylül 1959 tarihinde tamamlanmış ve Abidenin resmi açılışı, Anafartalar Zaferi’nin 45. yıl dönümüne denk gelen 21 Ağustos 1960 tarihinde gerçekleşmiştir.

1914-1916 Çanakkale savaşları 1919-1922 Kurtuluş savaşlarında vatan bütünlüğümüze, bağımsızlığımıza ve Cumhuriyetimize zemin hazırlayan, yaşadığımız bu cennet vatan torakları üzerinde, aldığımız her nefesi, ölüme koşa, koşa giderek savaşan kahraman 17000 şehidimize borçlu olduğumuzu asla unutmamalıyız.
Bu iki savaşta verdiğimiz şehit sayılarının bölgelere göre dağılımına baktığımızda %35 rakamı ile Karadeniz bölgesi ilk sırada yer almaktadır. Bu tablo karşısında, Karadenizli bir gazi dedenin torunu ve bir gazi babanın evladı olarak son derece gururluyum.
Sağlıkla kalın.

Abdullah AYDIN
21. Mart. 2022


kaynak:   https://optisyeninsesi.com/bir-durustur-canakkale/

 

 

 

En Çok Görüntülenen Ürünler

2518
SO-GI03 KURUM İPİ SİYAH 30 ADET
OPTISYENIN MARKETI
KURUM İPİ SİYAH
30 ADET
360°
2314
3 Renk Seçeneği
PE-AYD2032-C3 GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ GÜMÜŞ POLARİZE 50-21-145
POLO EXCHANGE
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ GÜMÜŞ
POLARİZE 50-21-145
2058
RV10001 Gözlük Temizleme Spreyi 50ML
REVIVAL
Gözlük Temizleme Spreyi
50ML
360°
2005
7 Renk Seçeneği
PE-AYD2030-C3 GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SİYAH POLARİZE 49-21-145
POLO EXCHANGE
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SİYAH
POLARİZE 49-21-145
1837
SO-GI07 SPORCU İPİ İNCE SİYAH 10 ADET
OPTISYENIN MARKETI
SPORCU İPİ İNCE SİYAH
10 ADET
360°
1484
5 Renk Seçeneği
PRT-19-C9 OPTİK ÇERÇEVE KREM 42-19-140
PIRATA
OPTİK ÇERÇEVE KREM
42-19-140
360°
1482
4 Renk Seçeneği
USP-707-C5 OPTİK ÇERÇEVE(MAVİ-SİYAH) YAYLI MENTEŞE 48-20-140 UTS DEVLET DESTEĞİ
U.S PILOT
OPTİK ÇERÇEVE(MAVİ-SİYAH)
YAYLI MENTEŞE 48-20-140 UTS DEVLET DESTEĞİ
1429
SO-GI08 SPORCU İPİ KALIN (SİYAH) 10 ADET
OPTISYENIN MARKETI
SPORCU İPİ KALIN (SİYAH)
10 ADET
360°
1386
6 Renk Seçeneği
USP-K605-C23 OPTİK ÇERÇEVE BORDO-SİYAH 51-19-140 UTS DEVLET DESTEĞİ
U.S PILOT
OPTİK ÇERÇEVE BORDO-SİYAH
51-19-140 UTS DEVLET DESTEĞİ

 

 

 

Son Görüntülenen Ürünler

360°
190
4 Renk Seçeneği
PE-1026-C80 GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ (M.BEYAZ) 48-22-138 POLARİZE
POLO EXCHANGE
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ (M.BEYAZ)
48-22-138 POLARİZE
360°
1378
3 Renk Seçeneği
PE-AYD2022-C1 GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SİYAH POLARİZE 50-22-140
POLO EXCHANGE
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SİYAH
POLARİZE 50-22-140
360°
1010
PE-AYD2021-C2 GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SİYAH POLARİZE 56-16-140
POLO EXCHANGE
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SİYAH
POLARİZE 56-16-140
360°
78
3 Renk Seçeneği
RV-24113-C6 GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SİYAH 43-24-142
REVIVAL FRAMES
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SİYAH
43-24-142
360°
253
6 Renk Seçeneği
RV-24117-C31 GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ KAHVE 50-20-142
REVIVAL FRAMES
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ KAHVE
50-20-142
360°
122
2 Renk Seçeneği
RV-24107-C24 GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ FÜME 48-24-142
REVIVAL FRAMES
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ FÜME
48-24-142

 

INSTAGRAM'DA TAKİP ET! @OptisyeninMarketi

1232 Kayıtlı Ürün
3230 Kayıtlı Bayi
96 Günlük Ziyaret
9 Anlık Ziyaretçi